Siyonistlerin Planı ve Direnişçiler
ŞER’DEN HAYIR DOĞUYOR
Kıymetli dostlarım, havaya fırlatılan taş, muayyen bir irtifâya ulaştıktan sonra, kavis çizerek yere düşer. Bu fizikî kaide, insanların ve milletlerin içtimâî / siyâsî hayatlarında da görülür. Yani hiçbir sıkıntı ve hiçbir safâ “ilel’ebed” olmaz. Zaten târih te buna şâhittir.
Bugün, ismine İsrail denilen “terör örgütü”nün, Filistin’de ve hassâten Gazze’de uzun senelerdir tatbik ettiği ve muhtemelen dünya târihinde bir emsâli daha bulunmayan ve 7 Ekim 2023’te bütün insânî ve ahlâkî “kırmızı çizgileri” ayaklarının altına aldıkları soykırım da, 48. Günü itibâriyle, kendi pozisyonları açısından “pik” yapmış ve İsrail’in “önlenemez yokoluşu” başlamıştır !
Kıymetli dostlarım, 48 gündür yaşananlar, sadece İslâm Âlemi’nde değil, dünyanın birçok ülkesinde “uyanışlara” ve buna mumâsil olarak ta, yeni gelişmelere vesile oldu.
Şöyle ki :
* “Muâsır Batı Medeniyeti” şeklinde, insânî ve ahlâkî kaideler üzerinde yükselen ve adâleti ve insan haklarını “vazgeçilmez / ihlâl edilemez” gören bir “medeniyet”in asla mevcut olmadığı, bilhassa müslüman efkâr-ı umûmiyesi (kamuoyu) tarafından, net olarak görüldü, müşâhâde edildi.
Böyle bir medeniyet, dün de yoktu, bugün de yoktur.
Dün İngiliz Çörçil, “Çanakkale’de Türkler’e karşı hardal gazı kullanıyorsunuz ; bu savaş hukukuna mugayir (aykırı) değil mi ?” suâline “Türkler insan sayılmazlar” diyerek cevap vermişti !
Bugün de ABD’liler, “İsrail’in yaptıkları ve yapacakları konusunda kırmızı çizgimiz yoktur” diyorlar !
Evet, İsrail’in bugüne kadar pek göze batmayan / rutin hâle gelmiş zulümleri, 7 Ekimde son kerteye taşımasından sonra, Müslümanlar tarafından “farkedilmeye” başlandı.
* İspanyollar hâriç, ABD ve İngiltere başta olmak üzere Batı ülkelerinin, İsrail’e “şartsız destek” vermeleri, onların bütün “medeniyet iddiâlarını” berhava etti ! Bundan sonra ABD ve AB’de yayınlanacak olan “İnsan Hakları Raporları”, dünyanın geri kalanındaki insanlarca, en azından “istihzâ” ile karşılanacak ve hiçbir itibâr görmeyecek ve kaale alınmayacaktır.
* BM’de 28 Ekim 2023’te yapılan “Gazze’de insânî ateşkes” çağrısına 121 Ülkenin KABUL, 40 Ülkenin ÇEKİMSER, sadece 14 Ülkenin RED oyu vermesi, aslında hem “zâlimleri” net olarak ortaya çıkarmış ve maskelerini bir defa daha düşürmüş ve hem de, onlar için siyâsî ve psikolojik açıdan, ağır bir mâğlûbiyet olmuştur.
* Filistin genelinde ve husûsân Gazze’de yaşanan ve hiçbir kelime ile târif edilmesi mümkün olmayan zulüm ve fâciâ, haberleşme vasıtaları tarafından, âdetâ “ânbeân” yayınlanmakta ve vicdân ehli müslüm/gayrımüslim bütün insanların tepkilerine sebep olmaktadır.
* 48 Gündür yaşananlar, İslâm Ülkelerinin bazılarının başlarındaki idârecilerin de “gerçek yüzlerini” ortaya koymuş ve birçok maskeyi de düşürmüştür. Fakat bu “maskeliler” bile, mutlaka birşeyler yapmak mecbûriyetinde olduklarını anlamışlardır. Çünkü, ülkelerindeki müslümanlar, bundan sonra kimsenin “maskeli dolaşmasına” müsaade edemeyecek bir infiâl noktasına gelmişlerdir.
* 11 Kasım 2023’te Riyad’da İslâm İşbirliği Teşkilâtı ile Arap Birliği Teşkilâtı’nın müşterek yaptığı toplantılarda alınan kararlar, her ne kadar “arzu edilen seviyede olmasa bile”, bilhassa TÜRKİYE’nin ağırlığını koyması ile varılan netice de, İsrail’i ve destekçilerini bir hayli rahatsız edebilecek unsurları ihtivâ ediyor.
* Nitekim, hem Riyad zirvesinde alınan kararlar ve hem de TÜRKİYE’nin “İsrail’in Beynelmilel Ceza Mahkemesi’ne verileceğine” dâir hamleleri ve başta Güney Afrika olmak üzere, 7 ülkenin bu istikamette başlattıkları teşebbüs ve İspanya ve Güney Amerika ülkelerinden yükselen sert tepkiler, İsrail ve Batı ülkeleri üzerinde ciddî tazyik oluşturmuştur.
* Bu siyâsî/psikolojik tazyikin tesiri altında bunalan İsrail, nihâyet 4 günlük bir mütârekeyi (ateşkes) kabul etmek mecbûriyetinde kalmıştır.
* İsrail ve baş destekçileri olan ABD ve İngiltere üzerinde, bu siyâsî/psikolojik tâzyik, artarak devam edecek ve onları geriletecektir. Bunun emâreleri de görülmektedir.
* ABD’den tam destekli İsrail’in, sahip olduğu en modern teknolojili ve sınırsız silâh, mühimmât, ekipman ve personel üstünlüğüne râğmen (yüzlerce uçak ve helikopter, binlerce tank, top, obüs, havan, 700.000 kişilik ordu), Gazze’yi müdâfaa eden sadece 4500 kişilik HAMAS Mücâhidlerine karşı 48 Günden beri galip gelememiş olması, aslında ayrı bir yazı konusudur ve mücâhidlerimizin büyük bir kahramanlık destânıdır.
* KANİJE, AKKA, PLEVNE, SİLİSTRE, İŞKODRA, EDİRNE, MEDİNE, ÇANAKKALE…, gibi destanlarımıza, GAZZE’de bugün şâhit olduğumuz muazzam kahramanlığı da ilâve ediyoruz.
* GAZZE’deki yiğitlerimiz aslında sâdece GAZZE’yi değil, TÜRKİYE’yi müdâfaa ediyorlar. Akıl ve vicdân ve millî şuur sahipleri, bunun böyle olduğu husûsunda hemfikir.
* GAZZE’de yaşanan şu hâdiseler, ülkemizde de birçok maskeyi düşürmüştür. Bilhassa CHP ve İP liderlerinin, sadece Benyamun Netanyahu’yu hedef alan “sade suya tirit” açıklamaları, hiçbir vicdânı tâtmin etmemekte ve gerçek yüzlerinin görülmesini engelleyememektedir.
* CHP ve İP liderlerinin (Özgür Özel ve Meral Akşener), GAZZE’yi müdâfâa eden HAMAS Mücâhidlerimize “terörist” demeleri ise, tam bir “Netanyahu ağzı”dır, ve Netanyahu’ya karşı söyledikleri sözleri de “delete” etmektedir.
* GAZZE Hadiseleri bahanesiyle, ABD’nin Doğu Akdeniz’e 2 Uçak gemisi ile 30’dan fazla harp gemisi göndermesi ve TÜRKİYE’nin etrâfındaki birçok üs’te yüzlerce savaş uçağı konuşlandırması, elbette “niyetlerini” açık ediyor amma, kâğıt üzerinde “muazzam” görünen bu hava-kara-deniz kuvvetinin, daha GAZZE’deki 4500 Mücâhidimizin hakkından gelemediklerini de unutmayalım.
Ki, TÜRKİYE’nin hem harp kudret ve kaabiliyeti, ABD ve müttefikleriyle çarpışmak ve galip gelmek için kâfidir…, ve hem de, GAZZE kahramanları ile bizim kahraman ordumuz, aynı kan-ruh-can’dandır..
ABD’lilerin bunu en son AFRİN Harekâtımızda gördüklerinden eminim.
* Bugün GAZZE’ye askerî açıdan fiilen müdâhil olmuyor isek, ilânihâye böyle kalacağımız mânâsına gelmez. Devletimizin bu meselede “çok kararlı” olduğunu görüyorum. Mamaafih, son hamle yapılmadan önce, bütün siyâsî / diplomatik / psikolojik imkânların kullanılacağını düşünüyorum ve zaten böyle yapılmaktadır.
Kıymetli dostlarım, bu meselede daha yazılabilecek pek çok husus var, fakat yazı çok uzadı ; şimdilik bu kadarı ile iktifâ edelim. Zaten meseleyi “ana hatları ile” ortaya koymuş olduk inşallah.
Selâm ve dua ile.
Rasim Duman.
Emekli J.Ord.Astsubay.
23 Kasım 2023 – Kayseri / Pınarbaşı.
Not : Paylaşmak serbesttir.
SİYONİSTLERİN PLANI, DİRENİŞÇİLER VE GAZZE’DE SON DURUM
Gazze’yi çok iyi bilen bir dostumun tespitleri
1- İsrail 5 yıldır Gazze’yi işgal için hazırlık yapıyordu.
2- 6 dönümlük arazide Gazze maketi yaptı, işgal çalışmaları yürütüyordu.
3- Filistinliler 7 Ekim’den bir süre önce yapılacak saldırıyı haber aldı.
4- İsrail’e siyasi tarihinde görmediği çok ağır bir darbe vurdular. İsrail böyle bir şeyi daha önce hiç yaşamadı.
5- Filistin savaşçılarının 1 yıllık silah ve mühimmatları hazır.
6- Bir taraftan da üretmeye devam ediyorlar.
7- İsrail’in, açıkladıklarının en az on katı asker kaybı var.
8- Bir bölgedeki İsrail birliğini toptan yok ettiler.
9- İsrail’in “ele geçirdik” dediği yerlerde çok yoğun çatışmalar halen devam ediyor.
10- Gazze’yi silip süpürseler bile, direnişçileri yok etmeleri imkansız. Bu olmayınca da oraya giremeyecekler.
11- En az 100 bin kişi var direnişin içinde.
12- Her yıl 10 bin kişiye askeri eğitim verildi.
13- Orada sadece İzzettin El Kassam savaşmıyor. Filistinli bütün gruplar savaşıyor.
14- Gazze’de 7 grup var ve aralarında ortak koordinasyon var. El Fetih’in askeri kanadı, Mahmud Abbas’a isyan etti, onlar da savaşa katıldı.
15- Tünellerde çok büyük emek var.
16- Yerin 20 metre altındaki bu yapıyı çözmeleri imkansız.
İbrahim Karagül
Yorum Yaz