Mesut Akdağ

Ne Yapabilirim

Evet, bugün 23 Nisan neşe doluyor insan. Çünkü, Cumhuriyetimizin temelleri 23 Nisan 1920’de atıldı. TBMM kuruldu. Dört bir tarafı işgal edilmiş yurdumuzun bağımsızlığı için mücadelenin ilk adımı atılmış oldu.

Böylesine önemli bir olayı bayram olarak kutlamak tüm vatandaşımızın hakkıdır. Yeniden dirilişin, Türk milletinin hiçbir zaman esarette kalmayacağının tüm dünyaya göstergesidir 23 Nisan. Eğer, bu yönüyle bakarsak 23 Nisan’ı daha iyi anlarız.

Burada 23 Nisan yazısı yazmayacağım. Kimileri 23 Nisan’ı kutlarken kimilerinin de duyarsız kalmalarının sebebini anlatmaya çalışacağım Hayat çok hızlı bir şekilde yaptıklarımızla veya yapmadıklarımızla geçip gitmektedir.

Bu yapıp yapmadıklarımızın bazısı farkında olmadan, isteğimiz dışında, bilmeden veya bilerek doğru ve yanlış hareketlerimiz, bazıları yapmamız gerekirken yapmadığımız ya da yapmamamız gerekirken yaptığımız fiillerimiz, bazıları da yapmaya mecbur olduğumuz bir durumdan haberimiz olmadan geçip gitmesiyle faydasından mahrum kaldığımız yapmadıklarımız, gözümüzün önünde hayatımızın içinde gerçekleşip bizim o olaya müdahale etmemiz gerekirken kayıtsız kaldığımız yapmadıklarımızdır.

Hayat sadece yaptıklarımız veya yapmadıklarımız değildir. Sorumluluklarımızın olduğu ve vazifelerin yüklendiği bir hayatımız vardır. Bizim şu hayatta yapmamız gereken en başta işimiz, görevimiz, sorumluluklarımızı ve vazifelerimizi en iyi bir şekilde yerine getirmektir.

Şimdi bu sorumluluklarımızı ve vazifelerimizi tek tek sayamayacağım. Eğer yazmaya kalksam bu yazı bir öğüde dönüşür. Bizim amacımız insanlara bir şuur, bir bilinç ruhu kazandırmak. Şuur ve bilinç ruhunu elde etmek demek; hayatımızın tadına varmak demektir.

Hayatımızdaki sorumluluklarımızı, vazifelerimizi görebilmek ve onları en layıkıyla yapmak demektir. İnsan ne kadar şuur sahibi olursa vazifelerinin bilincine varır. Hayatın en zor anlarında, tüm dikkatinin dağıldığı anda bile sorumluluklarını görür ve yapar. İşte, bu bilince ve ruha sahip olmak için de “Ne yapabilirim?” sorusunu soracağız.

Evet hayatta biz “Ne yapabiliriz?”

Hangi durumda olursak olalım, hangi vazifede, hangi sosyal statüde olursak olalım toplum için insanlar için kendimiz için ailemiz için sorumluluklarımız vazifelerimiz vardır. Bu sorumlulukların en başında da ahlaki değerler gelmektedir. Ahlaki değerleri yaşantımıza yansıtacak kavramların başında da vicdan gelir.

Vicdan yoksunu insan, vazifelerini ve sorumluluklarını göremez ve yapamaz. Peygamberimizin “Komşusu açken tok olarak yatan kimse bizden değildir.” (Hakim, Müstedrek, 4/183, h. no: 7307) “Kim dünyada bir Müslüman kardeşinin ayıbını örterse Allah da o kimsenin dünya ve ahirette ayıplarını örter.” (Tirmizi, Birr, 19).

“İnsanlara merhamet etmeyene Allah da merhamet etmez.” (Buhârî, Tevhid, 2) hadislerini duyar ama kalbiyle işitemez. Okur ama gönlüne söylettiremez. Yani arkadaşları, komşuları, hatta ailesinde zor durumda olup yardıma muhtaç durumda olan kişileri göremez.

Her gün haberlerde Filistin soykırımını görmekteyiz ama vicdanımız olmadığı için duyarlıklarımızda kalmamış. İnsanlık değerimiz, sorumluluklarımız ve vazifemiz Peygamberimizin “İçinizden biri bir kötülük görürse onu eliyle, buna gücü yetmezse diliyle değiştirsin; buna da gücü yetmezse kalbiyle (ona karşı kin ve nefret beslesin).

Bu ise imanın asgarî gereğidir.” (M177 Müslim, Îmân, 78) hadisinde olduğu gibi ne elimizle ne dilimizle ne de kalbimizle yerine getirmeye çalışıyoruz. Herkes gücümüz yok diyor. Evet, elimizle düzeltecek gücümüz yok ama dilimizle, kalbimize yapabiliriz, düzeltebiliriz.

Bunu nasıl yapacağız diye sorabilirsiniz. Şu an dilimiz sosyal medyamızdır. Sosyal medyadan Filistin ve Gazze lehine paylaşımlar yapabiliriz. Kalbimiz ise, en başta boykot ve dualarımızdır. Acaba dilimizle ve kalbimizle yapmayı engelleyen ne var içimizde? Merhamet ve vicdan yoksunluğumuz.

Öyleyse sorumluluklarımızın ve vazifelerimizin farkına varalım, şuurlanalım, bilinçli bir ruha sahip olalım. Böylece vatanımıza, milletimize, toplumumuza, ailemize, kendimize ve mazlum halka olan vazifelerimizi yerine getirme gayreti içinde olalım.

23 Nisan Bayramını milletimizin bağımsızlığının meşalesinin yakıldığı ilk kıvılcım olarak görüp kutlayalım, gurur duyalım. Zulüm altında inim inim inleyen mazlum Filistin ve Gazze’nin yanında olalım dilimizle ve kalbimizle.

***

Mesut AKDAĞ

mesut akdag - Ne Yapabilirim

Etiketler

Yorum Yaz

Yorum göndermek için buraya tıklayın

Web Site Hakkında

Sivrihisar Web Medya

Sivrihisar Şehrengizi

sivrihisar sehrengizi 1 - Ne Yapabilirim

Gönül Dağı Dizi Film

dizi