Nasreddin Hoca Anıt Parkı
– NASREDDİN HOCA’NIN TAŞ SANDUKASI VE ANIT PARK –
Sivrihisar Ulu Cami Kütüphanesinde saklanmaktayken daha sonra Sivrihisar Belediye binasına taşınan taş sandukanın uzun yıllar Nasreddin Hocanın oğlu Ömer’e ait olduğu bilinegelmiştir. Prof. Dr. Erol Altınsapan’ın özel arşivlerindeki filmler arasında gördüğü bu taş sanduka hakkında bilimsel şüpheye kapılan Prof. Dr. Mehmet Mahur Tulum, söz konusu filmi incelemek üzere teslim almış ve Nasreddin Hocanın kızı Hatun’a ait olan mezar kitabesi ile karşılaştırarak yaptığı filolojik incelemenin sonunda Nasreddin Hocanın adının Nasreddin Nusrat olduğunu ispatlamıştır. Böylece Prof. Dr. Mehmet Mahur Tulum, taş sandukanın Ömer’e değil Nasreddin Hocanın bizzat kendisine ait olduğunu tespit ederek, yapılan keşfi 16.05.2013 tarihinde ETİ ARKEOLOJİ MÜZESİNDE yapılan bir konferansla kamuoyuna duyurmuştur.
Söz konusu yazılı veriler ışığında Nasreddin Hoca’nın doğum ve ölüm yeri Sivrihisar ilçesidir diğer şehirlerde ve ülkelerde olan mezar, makam ve anıtları temsilidir.
Türk kültür dünyasının kuşkusuz en büyük isimlerinden biri, bilgeliğini nüktedanlığı ile süsleyen Nasreddin Hoca’dır. Ulusumuzun yetiştirdiği büyük insanlardan biri olan Nasrettin Hoca tarihsel kişiliği ile o kadar benimsenmiş ve sevilmiştir ki, geçmişte ve bugün onun adı yaşatılmak için bir çok etkinliğe isim olmuştur.
Nasreddin Hoca bir çok yerli ve batılı kaynağa göre, 1208 yılında Eskişehir iline bağlı Sivrihisar ilçesinin Hortu (bu köyün ismi şimdilerde Nasreddin Hoca olarak değiştirilmiştir) Köyünde dünyaya gelmiştir.
Doğum yeri konusundaki yaygın ihtilafa karşın özellikle son yıllarda yapılan ilmi ve arkeolojik çalışmalarla, özellikle eski sicillerinden elde edilen bilgiler ve Hocanın kızına ait mezarın bulunması ile Hoca’nın Sivrihisarlı olduğu kesinleşmiştir. Fuad Köprülü ve Pertev Naili Boratav gibi bir çok ünlü bilim adamı bu konuda hem fikirdirler.
“Nasreddin Hoca bir gün…” diye başlayıp, ibretli bir gülmece evrenine insanı taşıyan Hoca fıkralarında ince bir düşünüş, keskin bir zeka, latif ve zarif bir nüktenin izleri sürülür. Aslında fıkralarından da anlaşılacağı üzere o, halkın arasında, ‘dünyanın merkezinde’ durmaktadır.
Sağlam karakterli, hünerli ve çalışkandır. Odun keser, hayvan yükler, buğdayını değirmene götürür, eşeğiyle turşu satar, arada alışverişe gider, imamlık eder, kadılık yapar, davetlerde hazır bulunur. Daima bir kalabalık arasında, her taşın altında, her üzüntü ve sevinçte, her iyi ve kötü günde o vardır.
ANIT PARKI FOTO GALERİ
Kaynaklar: Eskişehir Valiliği ve Sivrihisar Belediyesi yayınları.
Yorum Yaz