Kent Kahvesi

KENT KAHVESİ VE MUSTAFA ALTIN

Yaşı ileri olanların bildiği “Kent Kahvesi”ne çok sık takılırlardı. Sebebi buradaki insanların hem gelir seviyesi yüksek, hem de buradaki insanlar bizimkileri çok severlerdi. Bunu bilen Âşık Mehmet her gün soluğu bu  kahvede alırdı. Yine bir gün otururken daha önceden çalıştıkları rol üzerinden planlarını devreye sokarlar. Bizim Aşık Hasanla Kemal’e veryansın küfürler ve hakaretler içeren bağırmalarından birini yapar. “Bıktım sizden, sizde akıl yokmu? Allah belanızı versin, adam olamadınız vs.vs…” Kahve sessizliğe bürünmüş sadece Âşık Mehmet’in sesi yankılanmaktadır. Aşık Mehmet bundan istifade eder, sesin ve küfürlerin dozajını artırarak sinirlerine ve hırçın davranışlarına devam eder. “Sizi eve komaycam, nerde yatarsanız yatın aş, ekmek yok ” der.

Sonunda kahvede bulunanlardan biri dayanamaz. “Aman Âşık yapma, bunlar etmiş sen etme affet bunları, yeter al sen şu parayı da bunlara bağırma” der. Bunu gören kahvedeki diğer müşterilerde susması için Aşığa para verirler. Âşık Mehmet yaptığı işten ve senaryodan gayet memnun, sesinin dozajı azalır ve sakinleşir. Hemen çayını söylerler, çayı getiren kahvenin sahibi Mustafa Altın Amca yanlarına oturur. Âşık ne oldu hayrola der. Âşık da “Çaktırma Mustafa abi çaktırma burada iş tamam” der.

 * * *

HAMBAL

Sivrihisar’da Şehirlerarası nakliye işi yapan Süleyman EROĞLU Amca bunların harçlıklarını verir, onlara ilçede oldukça göz kulak olurdu. Yine uzun yoldan geldiği bir gün yükünü boşaltırken bizim Âşıklar oradan geçer, Süleyman Amcayı görürler. Hemen yanma giderek “uzun yol kaptanı hoş geldin, paraları bolca kazanmışsın, at bakalım bir lira ekmek parası” derler. Süleyman Amca da “Mehmet al sana beş lira, yolda lastik patladı şu lastiği de eve yuvarlayıverin” der. Âşık Mehmet kendisine yapılan bu hareketi içine sindiremez ve “Süleyman Abi sen bizi hambal (hamal) mı sandın” der.

* * *