Zamana Yolculuk
Zamanda yolculuğa çıkmak isterseniz Sivrihisar’da ışıkları yanan, bacacısı tüten, sizi uzaktan sımsıcak saran, önünde asması ile, duvarlarını sarmış sarmalamış sokaktan geçenleri mest eden buram buram hanım eli, kokan, koca koca çift kanatlı borda kapılarının üzerinde zarafetin, sanatın, ve de mahremiyetin işareti.
İnce kalın, pirinç, demir motif motif kapı tokmakları. Daha eve girmeden adabı, edebi, simgeler. Kapının üzerinde evin yapılışı ile ilgili kitabe, devrin ustalarının maharetli ellerinin nişanesini gösterir. Bir yanda at nalı bir yanda iğde dalı.
Kem gözlerden nazarlardan korusun diye mavi mavi boncukları. Nakış gibi duvara işlenmiş tuğlaları. Kapının hemen yanı başında hazırda bulunan şilteler. Analarımızın, ninelerimizin bir yandan ipler eğirip, bir yandan çoraplar patikler örerken kapı önü hoş sohbetlerinin vazgeçilmez demir başları.
Önlerinde Rengarenk hoş kokulu çiçeklerin süslediği saksıların bulunduğu, cumbalı pencerelerden Kim bilir kimler baktı bu Arnavut kaldırımlı sokağa kimler sevdiklerini uğurladı ıraga.
Kimler sevdiklerini karşıladı erdi murada. Kapıdan içeri girince sizi kocaman ferah bir avlu karşılar içinde zerdalisi, hırnabı, vişnesi ile. Buz gibi suyu, çıkrığının üzerine metrelerce sarılmış kendirden ipi tıpkı tarihi gibi derin kuyusu ile.
Hemen yanı başında Sivrihisar’ın Kayalarından kocaman bir dondaşı, Çocukken bazen silah yapıp düşman kovaladığımız, Bazen aşık Veysel olup saz çaldığımız tahtadan tokacı, nice esvapları pürü pak eyledi Malıç kili ile, bazen neşelere, mutluluklara ortak oldu üzerinde pişirdiği düğün yemekleri ile.
Bazen acılara su kaynattı bakır kazanları ile, keşke dili olsa da anlatsa bu avluda neler, neler yaşandı şu tandırın yanı başındaki demir sac ayağı. Yazın püfür püfür eser asmamızın altı İnsanın yorgunluğunu alır mavi çaydanlıktaki demli çayın tadı.
Gıcırdayan ahşap merdivenlerden yukarı doğru çıkarken çıralı çam ve gürgen döşemeleri ile Balta girmemiş ormanda yürürcesine Ruhunuza işler ağaçların kokusu.
Duygulara yol gösteren Sekiz asırlık motifleri ile Rengarenk kök boyalı yerlerde serili Sivrihisar kilimleri.
İçinde yıllarca bin bir emek ve göz nuru ile işlenmiş dantel ve işletmelerin bulunduğu aynalı çeyiz sandığı.
Üzerinde serili beş bacaklı seccadesi kehribar tesbihi ile Tavanında kök boyalı nadide el işçiliği Oyma desenler, el emeği göz nuru dantellerin süslediği duvarlarında bölmeli raflar. İçinde gizli banyoluğu olan dolaplar. Çocukken içine sakladığımız Atlas yorganların, yün yatakların kat kat dizildiği yüklükler.
Kafesli pencere kenarını çepeçevre dolanan makadın üzerinde minderlerin yanı başında kanefice, işlemeli örtülerle örtülmüş yastıklar. Analarımızın her an uzaktan misafir gelecekmiş gibi tertemiz tuttuğu bizim giremediğimiz misafir odası.
Eski Sivrihisar evleri her bir karesi ile her bir köşesi ile ayrı bir kültür ayrı bir tarih. Ev deyince komşular ve mahalle kültürü gelir akla kapıları hiç örtülemez üzerinde kapının ipi hep takılıdır. Tanıdıksa ipi çeker girer içeri değilse avludan seslenir kimse yomu diye.
Mahallede herkes bir birini tanır derdi ile dertlenip sevincini paylaşır. Her mahallenin sözü dinlenir saygı duyulan bir büyüğü vardır bir ailede geçimsizlik oldu mu bu büyüklere müracaat edilip çözüm bulunur çünkü insanlar birbirine saygılı ve de hoş görülüdür.
Tabi bu anlattıklarımın çoğu mazide kaldı. Bizim tek tesellimiz şimdi kaderine terk edilmiş evlere bakarak boşalan mahallelerde o günlerin anılarını yaşamak oldu…
Saygılarımla Sadık Anılır
Yorum Yaz