(H. 673 – Miladi 1274)
Cumhuriyet Mahallesi, Eskişehir Caddesi 2928 pafta, 423 ada, 1 nolu parselde ve avlu içinde köşede yer alır. Kubbe 6 metre çapındadır. Kapı mermer sövelerinde çarkı felekler, yaprak ve bitkisel motifler ve geometrik bezemeli iki şerit arasında, bir geyiği kovalayan aslan figürü, diğerinde karşılıklı iki aslan figürü görülür. Duvar örgüsü almaşık düzende (üç sıra tuğla, bir sıra taş), bazende iki sıra tuğla bir sıra taştır.
Kümbetler, Selçuklular döneminde yapılan anıt mescidlerdir. Ravzat-ül Ahbar isimli eserde, Selçuklu Bahriye Nazırı Sadreddin Hoca Yunus’un, Cimri ve Karaman oğlu Mehmed Bey tarafından 673 Hicri yılında katledilmesi üzerine, işbu anıt mescidin yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu mescid, Belediye garajından Askerlik Şubesi ne kadar uzanan mezarlığın bir kenarında bulunmaktadır. Bu mescidin yanında yatan yedi büyük şahsiyet dola- yısı ile, eskiden bu semte yediler tabir edilirdi. Kaldırılan mezarlık, Sivrihisar’ın en eski mezarlıklarındandır. Prof. Tarihçi Halil Mükrimin Yınanç bu mezarlıktan bahsederken, Nasreddin Hocanın oğullarının mezarlarını gördüğünü yazar. Nitekim bu taşlardan ikisi Sivrihisar Tarihi Eserleri Koruma Derneğinin koruması altındadır.
Bu kümbet, aradaki bölgü kaldırılmak sureti ile Cumhuriyet’in ilk yıllarında cephanelik olarak, daha sonra da özel bir şahıs tarafından gazhane olarak kullanılmakta iken, Tarihi Eserleri Koruma Derneği tarafından tahliye ettirilmiş ve buna bitişik olarak yapılan Belediye araçlarına ait garaj da yıktırılmak sureti ile etrafı açtırılmış, 1967 yılında ihata duvarı çevrilmiş bahçesi ağaçlandırılmıştır.
1965 yılında Tarihi Eserleri Koruma Derneği olarak esere sahip çıkıldığında, cenazelik ile mescid arasındaki ahşap olduğu anlaşılan ve seviyesini tesbit ettiğimiz ara bölgü kalkmış ve dış kapı zemin seviyesine inmiş, üzeri gelişi güzel örülmüş kapı mermer söveleri kırılmış vaziyette idi Zeminde yapılan kazıda, kabrin daha aşağıda olmadığı ve kabir bulunmadığı anlaşılmış, duvar onarımı sırasında kıble duvarının sol kösesinde muhafaza altına alınmış bir kafa iskeletine rastlanılmıştır. Bunun Yunus Hoca’ya ait olması durumu ve gövde iskeleti olmadığı içinde, cenazeliğin derin tutulmadığı düşünülmüştür Mihrabın alt seviyesi, duvarlardaki kazıdan rastlanılan izler ve dört basamak merdivenlerin duvarlardaki kalmaları ve hem asır yapıların yapı ve özellikleri göz önünde tutularak Vakıflar Genel Müdürlüğü uzmanlarının bilgi ve nezaretlerinde, Tarihi Eserleri Koruma Derneği adına Orhan Keskin tarafından restorasyon işlemleri yapılmıştır Vakıflar Genel Müdürlüğü kubbe tamburası üzerine sonradan kiremit kaplamak için harçsız örülen duvarları yıkarak, saçak silmelerini koyup üzerine galvaniz kaplatmıştır (1974 yılında). Bu işlem sırasında kubbede doğuya bakan bir pencere olduğu görülmüştür.
Mescidin minberi. Tarihi Eserleri Koruma Derneği tarafından sonradan yaptırılmıştır. Mescid yanındaki profil minareyi ve üzerinin alüminyum kaplamasını iki ayrı şahıs yaptırmış, bahçedeki çeşmeyi şehir suyuna bağlı olarak diğer hayır sahibi yapmış. Sonra abdest yeri köseye inşa edildi.
Yunus Hoca Kümbedi’nin asfalt yönündeki avlu duvarı yapılırken, bulup koyduğumuz mezar taşının Vakıflar Genel Müdürlüğünde uzman Ali Kılcı tarafından okunuşu şöyledir; Essehid Mevlana Şemseddin bin hafıziddin Mehmed nurullahi kabriha. Fi sehıil muharrem sene selase ve tis in seba mie 793 H/1390 Miladi.
Aynı şekilde ban duvarına koyduğumuz taş okunmayı bekliyor.
Yunus Hoca Kümbedi; mescid olarak çok büyük hizmet görmektedir.
* * *
Bütün Yönleriyle Sivrihisar Orhan Keskin
Yorum Yaz