Blogspot Şenay Tek

Yüksek Ruhlar

Yüksek Ruhlar

yuksek ruhlar - Yüksek Ruhlar

İnsanlar aynı zaman diliminde yaşıyorlarmış gibi görünseler de, farklı zaman dilimlerinde ve farklı frekanslarda yaşıyorlar.

İçimizde yaşayan fakat frekansları yüksek olduğu için bizim görmediklerimizi gören duymadıklarımızı duyan ilmin kalplerine aktığı, dışarıdan bakıldığında herkes gibi sıradan hatta çoğu zaman meczup görünüşlü yüksek ruhlar mevcut.

Bunlar halk arasında bilinen insanlar değiller hoca değiller adları sanları duyulmamış ama her yerdeler ve yedi yirmi dört sessizce, Hızır Aleyhisselam gibi “duyurmadan insanlığın selameti için görevdeler” dediğimizde insanlar irkiliyorlar. Nasıl yani diyorlar. Bunu iki şekilde izah edebiliriz. Birincisi nefis mertebeleri ikincisi ise, frekans yöntemi.

Yedi nefis mertebesini bilmeyeniniz yoktur sanırım. İnsanlar, mertebe olarak yükseldikçe Allah ile ve diğer alemler ile aralarındaki perdeler kalkar. Kul daha önce görmediklerini görmeye, duymadıklarını duymaya, hissetmediklerini hissetmeye başlar.

Allah’ın katında sırasıyla önce ilmel-yakîn sonra aynel-yakîn sonra hakkal-yakîn derecelerine yükselen kulun, diğer insanlarla frekansları değişir. Bu frekans değişikliğine binaen kul diğerleri ile farklılaşır. Alışkanlıkları kendiliğinden değişiverir. Önce kendisi sonra arkadaş çevresi değişir. Genel olarak karşısına kendisi ile aynı frekansa yakın insanlar çıkartılır. Bunun bilimdeki karşılığı ise kuantum fiziğinde “benzer benzeri çeker” yasasıdır…

Her mertebe yükselişinde kula, Kur’an’ı Kerim ayetleri, dünyevi ilimler, yaşanan günlük olaylar ve siyasi olaylar farklı açılır. Bir dönem önce okuduğu ayetle bugün okuduğu ayet, aynı olmasına karşın mana farklılaşır. İnsanlar arasındaki kavganın sebebi işte bu frekans değişiklikleridir. Frekansları aynı olan kişiler çok kolay anlaşırken, frekansları farklı olan kişiler ve topluluklar sürekli olarak kavga içindedir.

Şimdi gelelim frekans yöntemine. İlk radyo 1898 yılında bulundu. Teknolojinin ilerlemesiyle birlikte 1923 yılında ilk TV yayını yapıldı. O zamanlar siyah beyaz tek kanal vardı derken 1990’larda çoklu kanala geçildi. Sonra internet yaygınlaştı. Sonra cep telefonları. Sonra sosyal medya derken, insanoğlu cep telefonundan televizyon izler ve yol bulur, uzayı izler hale geldi. İşte insanoğlunun Allah katında yükselmesi de tıpkı böyledir.

Hala siyah beyaz çeken insanlar var. Bunlar nefsi emmare boyutundaki insanlardır. Bu insanlar olaya hep tek taraflı ve nefsi bakarlar tek kanal olup, renkli çekenler var. İkinci boyut yani nefsi levvame’deki insanlardır bunlar çoklu kanal çekenler vardır. Nefsi mülhime ve nefsi mutmainne boyutundakilerdir bunlar.

Buraya kadar olan insan çeşitleri kendilerine ve kendi nefislerine hizmet eden insanlardır. Mülhimeden sonra değişiklik gösterse de, genel itibariyle bu insanlar tıpkı kişinin tek başına TV seyretmesi gibi kendilerini seyrederler.

İnternete ilk geçiş döneminde olanlar vardır. Bu insanlar nefsi raziye boyutundadır. Sonra sosyal medyanın yaygınlaştığı dönemi yaşayanlar vardır. Nefsi marziye ve nefsi kamile boyutundaki bunlardandır. İşte bu son üç nefis mertebesinde olan insanlar, yüksek ruhlu insanlardır.

Nasıl ki TV seyredenler, sadece kendi kendilerine seyrediyorlarsa izlediklerinin kendilerinden başkasına faydası yoksa, internet gibi yüksek frekanslı insanlar ise, tüm alemi gökyüzünde ve yeryüzünde olanları hatta hatta insanların iç organlarını beyinlerinden geçirdikleri düşünceleri aynelyakîn seyredebiliyorlar.

Bu insanlar ilk dört nefis mertebesinden farklı olarak insanlığa çalışırlar. Bunlar mertebe mertebeler. Kimileri dünyayı yönetir kimileri ülkelerin imdadına yetişir kimileri ise insanların imdat çağrılarına yetişirler. Bunlara ricalul gayb yolcuları denir.

Bunlar nebiler, evliyalar melekler insanlar arasında kanal görevi yaparlar. Bu insanlar, öldükçe yerine sıradaki yolcu geçer. Bu insanlar her yüz yılda bir yenilenirler. Görev dağılımları değişir. Duruma ve ihtiyaca göre. yükselirler.

Peygamber efendimiz (Aleyhisselam) buyurdu ki: “Ümmetimin içinde, her yüz senede ve bir iyiler bulunur. Bunlar beşyüz kişidir. Kırkı ebdâldir. Bunlar, her memlekette bulunur.”

Bunun üzerine Eshâb-ı kirâm (r.anhüm) “Yâ Resûlallah! Bize onların ne amel işlediklerini bildir” deyince, Resülullah ( Aleyhisselam ) buyurdu ki: “Onlar, kendilerine zulmedenleri affederler. Kendilerine kötülük yapanlara iyilik yaparlar, Allahu Teâlâ’nın kendilerine verdiği şeyler ile yardım ederler.”

İşte şu anda dünyada bu görev değişikliği gerçekleşiyor. Dünyadaki insanlar hızlandırılmış çekimle ve peş peşe sıralanmış bela ve musibetlere sınanarak frekans ayarlarını yeniliyor. Bu yüzden iyilikleri artırın ibadeti sadakayı ve iyi niyeti artırın, hayvanlara ve insanlara hizmeti artırın diyorum.

İmanınızı kurtarın. Kızarak isyan ederek, yada her şeyi tenkit ederek frekansınızı düşürmeyin. Vakit frekans düşürme zamanı değil, beş ikinci boyuta yani Raziye (razı olma makamına) yükselme zamanı diyorum.

Korkmayın, kendilerini güçlü gösteren küresel güçler sizleri korkutmasın siz insansınız övülerek yaratılmış olan, yükselebilen soyusunuz. Onlar ise melez soy, lanetlenmiş soy.

Korkmayın lanetlenmiş kimler nasıl aramızdaysa yüksek frekanslı insanlar da aramızda ve hizmetimizde. Yeter ki inanın ve sırtınızı Allah’a dayayın. Unutmayın ki aramızdalar tıpkı Çanakkale’deki gibi, Mohaç’taki gibi aramızdalar.

***

Şenay Tek

Yorum Yaz

Yorum göndermek için buraya tıklayın

Web Site Hakkında

Sivrihisar Web Medya

Sivrihisar Şehrengizi

sivrihisar sehrengizi 1 - Yüksek Ruhlar

Gönül Dağı Dizi Film

dizi