Akif Yaşar Yurtdaş

Tarih ve Kültür Şehri Sivrihisar

Tarih ve Kültür Şehri Sivrihisar

Tarih ve Kultur Sehri Sivrihisar - Tarih ve Kültür Şehri Sivrihisar

Kültür Eski Müsteşarı (merhum) Mehmet Önder ‘Şehirden Şehire Anadolu’ kitabında;

“Adını sivri kayalardan, kayalar üzerinde kartal yuvası gibi duran sağlam bir kaleden alan Sivrihisar, kökü derin bir çınar gibi, gün görmüş, devirler yaşamış, başı dik, alnı açık bir tarih ve kültür şehri.” şeklinde yazarak, kent kimliğini; “Tarih ve Kültür Şehri Sivrihisar” olarak tanımlıyor.

Yalçın kayaların eteklerinde, Seyir Terasından Sivrihisar’a bakıyorum, bir yanda tarihi Saat Kulesi, öbür yanda Selçuklunun uç boylarında yaptığı ilk mescidlerden Akdoğan Mescidi. Önümde, insanı büyüleyen muhteşem bir tablo. minareler, camiler, kümbetler, Osmanlı konakları, evler, sokaklar. Karşıda Ankara, Eskişehir ve İzmir yolları ve uzayıp giden ova.

Her saat başında vuran saat, yine peş, peşe vuruyor. Mürsel Pazarkaya merhumun, şiirinden, “Saatin her vuruşu bir tarih yazar.” dizesini düşünüyorum bir an. Her vuruş, haber veriyor, geçen zamandan. Bu vuruşlar asırlar ötesine, Sivrihisar’ın kuruluş yıllarına, dününe, bugününe götürüyor beni…

SİVRİHİSAR’IN KONUMU

Sivrihisar’ın ilk yerleşimi doğu, batı ve kuzeyi kayalarla çevrili dar bir alana kurulmuştur. İlçede ilk yerleşim alanının anıtsal yapılar ve sivil mimarlık örnekleri ile yapılı durumda olması ve 2003 yılında büyük bir bölümünün sit kapsamına alınmış olması gibi nedenlerle epeyce zaman bir gelişme sağlanamamıştır. Bu durum her ne kadar kentin gelişmesini sınırlamış olsa da tarihi ve kültürel dokusunun büyük ölçüde korunmasını sağlamak gibi bir faydası da olmuştur.

MEDENİYETLER BEŞİĞİ SİVRİHİSAR

Sivrihisar’ın tarihi, Anadolu’nun ilk uygarlıklardan Hititler (Eti) dönemine (M. Ö. 1600 ) kadar dayanıyor. Daha sonra sırasıyla; Frigya, Roma, Bizans, Selçuklu, Beylikler ve Osmanlı dönemlerini yaşamış. Tarihi yolların kesişme noktasında ve stratejik konumu itibariyle güvenli bir alanda kurulmuştur. Sivrihisar bu özellikleriyle, her dönem ticari ve askeri maksatlar için kullanılan önemli yerleşim merkezlerden biri olmuştur. Sivrihisar, 1289 yılında Osmanlı Beyliği sınırları içerisine alınmış, 1684 yılında Osmanlılar döneminde kaza teşkilatı kurulmuştur. İdari yönden, 1846 yılında Ankara’ya, 1912 yılında da Eskişehir iline bağlanmıştır.

Sivrihisar, İstiklal Savaşı yıllarında, esarete boyun eğmeyerek, 20 Eylül 1921’de işgalden kurtulmuş ve tüm imkanlarıyla milli mücadeleye destek vermiş, kahraman ordumuza uçak armağan etmiştir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün başkanlığında, 24-29 Mart 1922 tarihleri arasında Sivrihisar ‘da yapılan Bakanlar Kurulu Toplantısı’na ev sahipliği yapmış olmanın ve zaferle taçlanan mücadelede yer almanın da haklı gururunu yaşamaktadır.

TARİH, KÜLTÜR VE DOĞA

Sivrihisar, uygarlıkların bıraktığı tarih ve kütür mirasını günümüze taşımıştır. Frigya dönemine ait ünlü kral yolunun geçtiği ve Kibele (Kybele) Tapınağı’nın bulunduğu Pessinus, tarih öncesi çağlara (prehistorik) ait kaya resimleri, Zey köyü oda mezarları, Bizans döneminde askeri maksatla yapılan Sivrihisar (Yazıcıoğlu) Kalesi, Selçuklu dönemi ahşap direkli camilerin en büyüğü olan Sivrihisar Ulu Camii, Alemşah Kümbeti ve Akdoğan Mescidi, Çardak (Hamamkarahisar) Hamamı ve Hamamkarahisar Camii, Osmanlı döneminde yapılan Kurşunlu Camii, Hızırbey Mescidi, Aziz Mahmud Hüdai Camii, Hazinedar Mescidi, Hoşkadem Camii, Saat Kulesi, Zaimağa Konağı, Osmanlı evleri hamam, kaplıca ve onlarca çeşme gibi anıtsal yapı ve sivil mimarlık örnekleriyle ziyaretçilerin ilgisini çekmektedir.

Doğa sporlarına elverişli yapısı, Balıkdamı Kuş Cenneti, anavatanı Sivrihisar olan Akbaş Çoban Köpeği, doğa ve yaban hayatı, endemik türleri içeren flora ve faunası, yaşattığı gelenek ve görenekleri, incili küpe, cebe, kilim dokumacılığı gibi yöresel el sanatları, geleneksel mutfak kültürü, yöreye has sebze ve meyveleri, coğrafi işaretli ürünleri, kilim müzesi, Metin Yurdanur Açık Hava Heykel müzesi ve sayısız sanatsal ve kültürel değerleri ile Türkiye’nin önemli turizm merkezlerinden biri olma yönünde hızla mesafe almaktadır. Ayrıca, Anadolu’nun en büyük ikinci Ermeni Kilisesi Surp Yerortutyun ile inanç turizmine hitap etmektedir.

SİVRİHİSAR’IN ÜNLÜ ŞAHSİYETLERİ

Sivrihisar tarihi boyunca, bağrından yetiştirdiği ilim, kültür, sanat, devlet adamları ve kahramanları ile insanlık var oldukça anılacak değerli şahsiyetlere sahiptir. Hemşehrisi olmakla övündüğümüz; Ünlü alim, düşünür, mizah ustası Nasreddin Hoca, Fatih Sultan Mehmet Han’ın İstanbul’u fethinden sonra şehrin ilk kadısı, (Şehri Emin)Hızır Çelebi, İlahi sevginin, insan sevgisinin timsali tasavvuf ehli Yunus Emre, manevi önderlerden Selman-i Farisi, Şeyh Abdülvahhap, Seyyid Nureddin, Çandarlı Kara Halil, Sinan Paşa, Şeyh Baba Yusuf, Seydi Mahmud, Aziz Mahmud Hüdai, Seyyid Şeyh Osman Afif Sivrihisari, Seyyid Şeyh Ahmed Şemseddin Efendi.

Ve vatanı istila eden düşmana karşı, Samsun’da attığı ilk kurşunla İstiklal Mücadelesinin kıvılcımını ateşleyen ve akabinde gelişen olaylar neticesinde, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkmasına vesile olan, İstiklal Madalyalı kahramanımız Sivrihisarlı Mülazım Ahmet Hamdi (Ayker) Efendi’nin ve edebiyat dünyasının önemli isimlerinden Mehmet Kaplan gibi daha nicelerinin şehridir Sivrihisar…

HER ŞEHRİN BİR HİKAYESİ VAR

Bir kentin kimliği, o kentin diğer kentlerden farlı olan yönlerini gösterir. Kentlerde yaşayan topluluklarla, doğal ve yapısal mekanlar arasındaki etkileşimden doğan deneyimler ve bırakılan izler kent belleğinde yer alıyor. Kentlerin kimlikleri de bellekteki bu izler ve bilgilerle tanımlanıyor, şekilleniyor. “Belleğini kaybeden, kent kimliğini kaybeder, kimliğini kaybeden de her şeyini kaybeder” sözlerinden, bellek ve kimlik kavramlarının bir kent için ne kadar önemli olduğunu anlıyoruz.

Eskişehir Eski Valisi Sayın Azmi Tuna, 24-25 Ekim 2015 tarihinde yapılan Sivrihisar konulu sempozyumun açılış konuşmasında; “Şehirler, sakinlerinin aynası olarak onların gönüllerini, toprağın üstüne yansıtır. Şehirler sırrımızdır bizim.” demişti. Bu sözleri ile aslında, Sivrihisar’ın hafızasında yani “Kent Belleği “nde yer eden yansımalardan, sırlardan bahsediyordu.

Kültür Eski Müsteşarı (merhum) Mehmet Önder ise” Şehirden Şehire Anadolu” kitabında; “Adını sivri kayalardan, kayalar üzerinde kartal yuvası gibi duran sağlam bir kaleden alan Sivrihisar, kökü derin bir çınar gibi, gün görmüş, devirler yaşamış, başı dik, alnı açık bir tarih ve kültür şehri.” şeklinde yazarak, Sivrihisar’ın kent kimliğinin “Tarih ve Kültür Şehri” olarak tanımlıyordu.

Sivrihisar, sahip olduğu tarihi, kültürel değerleri, doğal ve yapısal mekanlarıyla son zamanlarda adından sıkça bahsettirmekte, ziyaretçilerin ilgisini çekmekte ve taşıdığı turizm potansiyeli ile ülkemizin önemli turizm merkezlerinden biri olma yolunda emin adımlarla ilerlemektedir.

Elbette, Sivrihisar’ın bu günlere gelmesi çok da kolay olmamıştır. Ortada bir başarı varsa, bunda en büyük pay, öncelikle bu eserleri bizlere bırakanların, sonra da eserleri koruyanların ve günümüze kadar gelmesini sağlayanlarındır.

Sivrihisar yerleşimi, sahip olduğu tarihi ve arkeolojik zenginlikleri, el sanatları, geleneksel yemekleri, yaşam biçimi, kültürü, eşsiz anıtsal ve sivil mimarlık örnekleri ile ziyaretçilerini bekliyor. Tarih severlerin, kültüre değer verenlerin Sivrihisar’da keşfedeceği çok şey var…

***

Sağlıcakla kalın. Yaşar YURTDAŞ

Yorum Yaz

Yorum göndermek için buraya tıklayın

Web Site Hakkında

Sivrihisar Web Medya

Sivrihisar Şehrengizi

sivrihisar sehrengizi 1 - Tarih ve Kültür Şehri Sivrihisar

Gönül Dağı Dizi Film

dizi