Sözde Çanakkale savaşı bir zaferdi ama; Savaş 1918’de bitmesine rağmen ne hikmetse itilaf devletleri 6 ekim 1923’e kadar Çanakkale sokaklarını işgaldeydi. İngiliz askerleri akşama kadar kahvelerde oturur, sabahlara kadar içkiler içer partiler düzenlerlerdi.
Anafartalar’da düşman deniz topçusu, yanlışlıkla kendi piyadelerini vurdu, taarruz güçlerini kaybettiler ve bu sebeple çekildiler.
Anafartalar’a çıkan İngiliz kuvvetleri, beklenen direnişle karşılaşmadıkları için, hızlı bir şekilde ilerlediler. Fakat onların bu ilerleyişlerinden haberdar olmayan deniz topçuları, “Türk mevzileri” zannı ile o bölgeyi ateş altına aldı. İngilizler bu “dost ateşi” sebebiyle, çok ağır zayiat verdiler ve kalan askerlerini hızla geri çektiler.
Sözde Çanakkale savaşı bir zaferdi ama;
İtilaf Devletlerinin kontrolü altında bulunan Çanakkale çevresi siperler ve tel örgülerle çevriliydi. Bölgeye giriş çıkış için dört nokta belirlenmişti.
Çanakkale şehir merkezinin etrafı bile itilaf devletleri tarafından tel örgülerle çevrilmiş ve siperler kazılmıştı. Çanakkale İngiliz İşgal Komutanlığı yayınladığı bir bildiri ile de, halkın tel örgülere yaklaşmasını yasaklamıştı.
İşgal Kuvvetleri tarafından Çanakkale’ye giriş ve çıkışlara sınırlama getirilmiş, akşam 19.30 ile sabah 06.30 arasında kesinlikle şehre giriş veya şehirden çıkış izni yoktu. Acil bir durumda, Şehre girebilmek için Çanakkale Kontrol Bölgesi Komutanı Bolhanik’ten izin almak gerekiyordu.
İtilaf Devletleri hem Anadolu hem de Rumeli yakasından karşıdan karşıya geçmek için işgalin başlangıcından itibaren yöre halkı için “pasaport” uygulaması başlatmıştı ve işin komik yanı; Bu belgeyi Eceabat’ta kaymakam ile İşgal Kuvvetleri Komutanı beraber imzalıyordu.
Sözde Çanakkale savaşı bir zaferdi ama; Katliam gibi toplu ölümler gerçekleşmiş ve 250.000 kişi şehid edilmişti. Okul sıraları boş, haneler babasız hatta hatta zürriyetsiz kalmıştı.
Kimse kusura bakmasın Çanakkale bir savaş değildi. Ümmetin erkeklerini ve zürriyetini yok etmek için tasarlanmış ve başarıya ulaşmış bir İngiliz projesiydi.
Sözde tarih derslerinde savaş 1918′ de bitmişti ama ne yazık ki bu zulüm İtilaf güçlerinin Çanakkale ve Boğazlar bölgesini tamamen boşalttıkları 6 Ekim 1923 tarihine kadar devam etmişti…
109. yıl dönümünde aziz şehitlerimizi saygı, minnet ve rahmetle anıyoruz. Ruhları şad olsun…
Selam duruyor yeni doğmuş güneş, Hilale
Ağıt yakar karalar bağlamış her bir anne
Lakin tek damla dahi akmaz hasret gözlere
Kalpler etten değil sanki çelikten bir kale
Boğazda tüten duman teslim ters esen yele
Gelmişler yenilmez armada olan gemilerle
Geçilmez buradan çünkü burası Çanakkale
Geldikleri gibi değil sinsice kaçtılar geldikleri yere
Yorum Yaz