65- ZEY KÖY & MAHALLESİ
Eskişehir ili Sivrihisar ilçesine bağlıdır.
“Zey” kelimesinin anlamı:
1. Şap (İplik ya da kumaş boyama ve su saflaştırmada çokça kullanılan şapların yerini bugün alüminyum sülfat almıştır. Şaplar, suda kolayca çözünürler ve tatlımsı bir tada sahiptirler.
2. Dinek (Dinlenmek için durulacak yer. Mola yeri.)
3. Hortu (Üstü toprakla örtülen evlerde mertekle toprak arasına konan çalı.)
Tarihçe: Zey Köyü, Çorum (Çorukoğulları), Yozgat (Bozoklar) ve Aydın’dan gelen yörükler ile Haymana ve Kırım yörelerinden gelen yerleşimciler tarafından kurulmuştur. Köy nüfusunun çoğunluğunu etnik olarak Manav, Boşnak, Çerkez, Yörük-Türkmen, Tatarlar oluşturur. Sivrihisar Dağlarının kuzey eteklerinde, kayalık bir yamaçta kurulmuştur. Köyün 1 km kadar güneyinde dar bir vadiyi iki yönden sınırlandıran kaya kütlelerinin yüksek kesimlerinde on iki adet oda mezar, iki adet basamaklı sunak ve üzüm ezme havuzu bulunur. Frig kaya sanatının özgün örneklerini oluşturan bu anıtlar, bu alanın 1 km güneyindeki Zey Kalesi Frig yerleşmesine aittir.
Geleneksel Yemekler: Bamya çorbası, arabaşı, haşhaşlı gözleme, bazlama, yeşil mercimekli bulgur pilavı, yuvalamadır.
İklim: Köyün iklimi, karasal iklimi etki alanı içerisindedir. Kışlar soğuk, yazlar sıcak geçer. Kışın ısınmak için evlerde odun ve kömür yakılır.
Zey Köyü civarında yetişen tahıl ürünleri: Arpa, buğday, haşhaş, pancar, kimyon. Köyün yakınlarında mermer ocakları vardır.
Köyümüzde gezilecek ve görülecek yerler: Frigya uygarlığından kalan kaya mezarları. (M.Ö 6. Y.Y)
Cami
Köy kahvesi
Eski yunak
Geleneksel köy evleri
Nüfus: Yıllara göre köy nüfus verileri
2000 351
1997 319
Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa madenciliğe dayalıdır.
Altyapı: Köyde, ilköğretim okulu vardır ancak kullanılamamasının yanı sıra taşımalı eğitimden yararlanılmaktadır. Köyün içme suyu şebekesi vardır ancak kanalizasyon şebekesi yoktur. PTT şubesi yoktur ancak PTT acentesi vardır. Sağlık ocağı ve sağlık evi yoktur. Köye ulaşımı sağlayan yol asfalt olup köyde elektrik ve sabit telefon vardır.
YUNAN ZULMÜ
Düşman bu köyü yakmamıştır. Çünkü, ric’at sırasında köylüler. Yunan Zabitlerine köylerinin yakılmaması için bir hayli para vermişlerdir. Bununla beraber, 100 harman yerinde yığılı bulunan 4000 okka arpa ve 25000 okka buğday yakılmış ve hiç bir şey yağma ve gasptan kurtarılamamıştır.
Olay şöyle cereyan etmiştir :
Köye 8 düşman süvarisi gelerek «köyü yakacağız, fakat para verirse¬niz yakmayız» demişler. Bunun üzerine Eyüp oğlu Ali Ağa isminde bir köylü halktan topladığı 200 lirayı bunlara vermiş, ancak köyün davarını sürüp götürülmesi önlenememiştir. Ev eşyasını ise ; iki gün evvel gelen piyade kıtası almıştır. Bu piyadeler, Memikli Süleyman, Deneci Mehmet, Koca Osman, ve daha üç kişiyi para için bağlamışlar ve köyü de çepçevre kuşatmışlardır. Tam bu sırada Karkın köyünden Zey’e gelmekte olan Eyüp oğlu Ali Ağa, Mehmet oğlu Ali Ağa, Mehmet oğlu Abdurrahman, Bozvak oğlu Hacı Hüseyin adında kimseler, bu hali görürler. Düşman askerlerinin 5-6 kişiden ibaret olduğunu görerek, bağlı olanları kurtarmaya koşarlar. Bu suretle müsellah Yunan piyadeleri ve köylüler arasında bir döğüş başlar. Yunan askerleri, köylüleri kurşun yağmuruna tutarlar. Bu arbede sırasında Tubacı oğlu Osman, Ahmet oğlu Hasan Hüseyin sol memesinin altından ve sol kalçasından yaralanmıştır. Bu kahraman köylüler, bu bağlı kişileri kurtarmaya muvaffak olmuşlardır.
Zey Köyünün Zayiatı :
103 sığır, 3100 koyun ve keçi, 130 manda arabası ile. 24 eşek, 4 at ve kısrak, 800 okka yağ, 1000 okka peynir, 200 okka ekmek, 400 okka soğan, 30000 okka buğday ve arpa, caminin 20 parça halısı ile ev ve ziynet eşyaları tamamen gasp edilmiştir.
Yorum Yaz