52- OĞLAKÇI KÖY & MAHALLESİ
Eskişehir ili Sivrihisar ilçesine bağlıdır.
Tarihçe: Oğlakçı, şimdi komşu köy olan mülk köyü ile aynı köymüş. Yerleşim yerleri şimdiki oturumlarının bulunduğu yerden yaklaşık 2 km. daha ilerdeymiş. Zamanla artan nüfus ve yerleşim alanları daraldığı için yer değiştirme ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Malı mülkü çok olanlar güneydeki dağın eteklerine hayvancılıkla uğraşanlar kuzeydeki dağın eteklerine yerleşmiştir. Köyün adıda oğlakçı köyü olmuştur. Zamanla iki yerleşim yerinin ortasından akarsu geçmesi ve Eskişehir Ankara karayolunun geçmesi iki köyü tamamen ayırmıştır. Oğlakçı, şanlı tarihiyle kahraman insanlarıyla bir çok savaşlarda yer almış ülke savunmasın büyük görevler üslenmiştir.
Ankaraya uzaklığı 130 km Eskişehir’e uzaklığı 120 km dir. Genelde her şeylerini kendileri yaparlar ama bazı şeyleri Sivrihisar’dan karşılarlar. Bu köyde Asar denilen bir kal’a harabesi vardır. Asarın üzerinde dört köşe hulasandan dondurulmuş su sahrenci ile Hükümdar caddesine ait Romalılardan kalma büyük bir köprü harabesi vardır.
Kültürü: Anadolu Türkmen kültürüne sahip olup, insanları misafirleri sever ve sıcak kanlıdır, düğün nişan gibi özel günlerde giyilen yöreye özgü giysiler ve takılar bunun en güzel örneklerindendir. En meşhur yemeği düğünlerde ikram edilen bamya çorbasıdır. arabaşı ve höşmelim de oldukça ünlüdür
Eskişehir iline 125 km, Sivrihisar ilçesine 25 km uzaklıktadır.
Köyün iklimi, karasal iklimi etki alanı içerisindedir.
1990’lı yıllardan itibaren kentlere aşırı göç verdiğinden nüfusu oldukça azalmıştır.
Yıllara göre nüfus verileri:
2007 150
2000 260
1997 330
Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır.
Seçildikleri yıllara göre köy muhtarları:
2009 – Sedat Fırat
2004 – Talat Erböcü
Altyapı: İlköğretim okulu mevcut olup köy merkezi yerde olmasına rağmen başka köye taşımalı eğitim yapılmaktadır. İçme suyu şebekesi ve kanalizasyon şebekesi yoktur. PTT şubesi yoktur, ancak PTT acentesi vardır. Sağlık ocağı ve sağlık evi yoktur. Köye ulaşımı sağlayan yol asfalt olup köyde elektrik ve sabit telefon vardır, ayrıca internet erişimi mevcuttur.
YUNAN ZULMÜ
Oğlakçı Köyü Anadolu’nun en mamur ve müreffeh köylerinden biri idi. Ağaçlık ve sulak bir arazi ortasında şimdi bir taş ve kül yığını halindedir. Tahkik hey’etinin taşlar arasında dolaşan ahaliden aldığı malumata göre ; Bu Köyde de Yunanlılar alabilecekleri sığır, koyun, hayvan ne varsa almışlar, kıymetli eşyayı da tamamen çalmışlardır. Umum mahsulatı yağ, peynir v.s. yiyecek ne varsa götürmüş, kalanlarını tamamen yakmıştır. Buradaki faciayı da kendileri için zevk sahnesi haline sokmuşlar. Köy tamamen yanıp bitinceye kadar ihtiyarları sopa ve değnekle döverek sürüklemişlerdir. Birçok kişiyi saklı paraları çıkarmak, kadınları soymak için ateşte yakmakla tehdit etmişlerdir. Burada da peynir ve yağlar Demirci’de olduğu gibi; evvela para ile alınmış, fakat bu parayı geriye almak bahanesiyle halkı dövmüşlerdir. Çakır oğlu Mehmet isminde ihtiyar bir arabacıyı 5 lira verirsen arabanı almayız, demişler, yalnız 4 lirası olduğundan dolayı, hem 4 lirayı hemde arabayı almışlardı. Bu da yetmemiş gibi ihtiyarı sopaları kırılıncaya kadar dövmüşlerdir.
İhtiyar oradaki bir hendeğe düşmüş arkasından ateş etmişlerse de kurşun isabet etmemiştir. Höyüklü bayırında hasta yatan Ali oğlu Mustafa’nın parasını almak için yanağının altına ateş vermişlerse de karısı bütün altınlarını vermek suretiyle hastayı kurtarmıştır. Bekçi Mehmet isminde bir adamın evini yangından kurtarmak istediği sırada ateşe atarak yakmışlardır.
Bu adamın cesedi, evinin külleri arasında medfundur. Köyün imamı Necip efendinin parasını aldıktan sonra Höyüklü bayırında dipçikle o kadar dövmüşlerdir ki; göğsünde dipçik yaraları mevcut olarak seyyar hastahanenin birinde tedavi edilmiştir. Bundan başka Hüseyin Kocaoğlu İsmail Ağa, 70 yaşında bir ihtiyar olan Mustafa Ağa da sopa ile başları yarılanlar arasındadır.
İğrenç Yunan sürüleri bu köyde’de kadınlara taarruz etmek istemiş; bu arada Ali oğlu Mustafa’nın eşi Hava, kendisini tecavüzden kurtarmak için alevler içinde yanan dama kaçmış, oradan aşağıya atlayarak bacakları fena halde yanmıştır. Bütün maişet ve evlerini kaybeden, yiyecek ve evsiz, her türlü vahşetlerden arta kalan bu biçare ahali köylerinin külü üzerinde yarı çıplak hayal gibi dolaşıyorlardı.
BU KÖYÜN ZAYİAT LİSTESİ :
97.000 okka buğday, 32.000 okka arpa, 400 okka yağ, 1.100 okka bulgur, 300 okka ekmek, 1.000 okka soğan, 400 okka fasulye, 2545 koyun ve keçi, 220 sığır ve öküz. 35.000 okka un, 60 eşek, camiden 30 parça kilim, halı ve umum ev eşyası.
CEBREN GÖTÜRÜLENLER : Çam oğlu Vahap, Böcü oğlu Mehmet, Ayvaz oğlu Hasan’ın oğlu Emin, Ali Osman’ın oğlu İsmail.
Yorum Yaz