PROF. DR. İHSAN SARIKARDAŞOĞLU VE POTİK EMMİ’DE FOTOĞRAF ÇEKİMİ.
1930’ların sonları… İhsan Sarıkardaşoğlu, Sivrihisar Kızılbel İlkokulu’nun son sınıfındadır, o günlere ait fotoğraf çektirme anısını, kendi yazdığı “Bir Beyaz Gömleklinin Mizahı” adlı kitabında bakın nasıl anlatır;
POTİK EMMİ’ DE FOTOĞRAF ÇEKİMİ
“Yıl sonu yaklaştı. Biz ekip halinde harıl harıl sınavlara hazırlanıyorduk. Öğretmenimiz bir ara bizi sınıfta topladı. Şahadatnamelere (diploma) yapıştırmak için 6 adet fotoğraf çektirmemizi söyledi. Bilhassa ben çok sevinçliyim. Çünkü hayatımda ikinci defa fotoğraf çektirecektim. Hem bu tek başına çekineceğim ilk fotoğraf olacaktı.
Kasabamızda kısa boyundan dolayı “Potik” denilen bir tek fotoğrafçı vardı. (Mekanı cennet olsun) Makinesi,ön taraftan yuvarlak camlı bir deliği olan, üç ayaklı kocaman bir kara kutudan ibaretti. Bu kutuya bazen kolunu, bazen de başını sokardı. Makine hep dışarıda dururdu. Müşterisini siyah perde önünde bir iskemleye oturtur, gözlerinin içine bakarak ve dudaklarını dua okur gibi kıpırdadarak camlı yuvarlak deliği açar ve kapadı.
Ben de fotoğraf çektirmek zorunda olduğum için her fırsatta fotoğraf makinasının uzağında gizlenir, çekileceği zaman koşarak makinanın yanına varırdım. Konuşmaları dinler, fiyatını öğrenmeye çalışırdım. Vesikalık fotoğrafların 6 tanesine 1 lira alıyordu. Ama öğretmenler bizim için pazarlık etmiş, 60 kuruş olacaktı.
Biz üç arkadaş fotoğraf çektirmek için bir gün kararlaştırdık. Ona göre hazırlığımızı yapıp fotoğrafçının yolunu tuttuk. Üçümüzün de saçları karmakarışık ve birimizin dahi tarağı yoktu. Tabii oracıkta saç taramak için (işin esprisi) öküz ve dana bulmak da mümkün değildi.
Parmaklarımızı tükürerek ıslatıp biraz şekil vermeye çalıştık. Esasen fotoğrafçı da, “bu kadarı kafi” dedi. Lakin kimseye söylemediğim bir şey vardı. Bana göre ve arkadaşlarıma oranla benim ağzım biraz gereğinden fazla büyüktü. Diğer bir deyimle ben büyük ağızlı idim. Resimde de büyük ağızlı çıkarsam çok çirkin olacaktı. Kararımı vermiştim. Fotoğrafçı beni sandalyesine oturtturduktan ve hazırlıklarını tamamladıktan sonra camlı deliği açıp da tam dudaklarını kıpırdatmaya başlayacağı zaman, ve de ağzım küçük çıksın diye dudaklarımı büzdürecektim.
Nitekim, düşündüğümü yaptım ama fotoğrafçıdan da azarı işittim. Kağıdına kıyamadığı için de “olmadı bir daha çekelim” diyemedi. Fotoğrafımı gören pek çok kimse “ağzın niye böyle büzük çıkmış?” diye sordularsa da gerekçesini kimseye söyleyemedim. İşte o fotoğrafım şahadetnamemde en şerefli yerini bulmuş oldu.”
Bu yaşanmış hikayenin ardından, isterseniz şimdi de merhum İhsan Sarıkardaşoğlu hocamı ve merhum fotoğrafçı (Potik) Muhittin Vural’ı biraz daha yakından tanıyalım:
PROF. DR. İHSAN SARIKARDAŞOĞLU KİMDİR
5 Şubat 1925’de Sivrihisar’da doğmuştur. İlkokulu Sivrihisar’da, orta ve lise öğrenimini Eskişehir lisesinde, yüksek öğrenimini ise İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesinde tamamlamıştır.
1952’de Sivrihisar Belediye Tabipliği, 1953’de Cide ilçesi Hükümet Tabipliği, 1954 ve 1955 yılları arasında da Alay Başhekimliği görevinde bulunmuştur. 1955 yılında Adli Tıp ve Ruh Hastalıkları dalında ihtisasa başlamış, Morg ve Toksikoloji Laboratuvarları, Balistik, Grafoloji ve Psikiyatri bölümlerinde çalışarak, 1958 yılı başında Adli Tıp ve Ruh Hastalıkları uzmanı olarak Eskişehir Adli Tabipliği’ne atanmış, 13 Kasım 1962’de üniversite doçenti olmuş ve Kasım 1968’e kadar Eskişehir’deki görevinde kalmıştır. Bu süre içinde esrar ve esrarkeşler, uyuşturucu maddeler, toksikomanlar, eroinmanlar üzerinde araştırmalar yapmış, on bine yakın ölü muayenesinin, iki binden fazla otopsisini bizzat yaparak adalete ışık tutmuştur.
1968 yılında Eskişehir’de açılmış bulunan Eczacılık Özel Yüksek Okulunda yönetici ve öğretim üyesi olarak görev yapmış ve bu okulların 1971’de devletleştirilmesi üzerine Eskişehir İktisadi Ticari İlimler Akademisi’ne bağlanan Eczacılık Yüksek Okulu ile Kimya Mühendisliği Yüksek Okulu gündüz ve gece bölümlerinin Müdürlük görevini üstlenmiştir. Eczacılık Yüksek Okulu’nda İnsan Anatomisi, Toksikoloji, Deontoloji ve Eczacılık Tarihi derslerinin öğretim üyeliği görevini yapmıştır. 1971- 1979 yılları arasında her iki okulda 13 eğitim laboratuvarı kurmuş, 660 eczacı, 710 kimya mühendisinin yetiştirilmesinde emeği geçmiştir. 1982 yılında Profesörlük unvanını almıştır. 9.4.1984 tarihinden emekliye ayrıldığı 1.1.1993 tarihine kadar Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığı görevini yürütmüş, 31.8.1982’den yine emekli olduğu tarihe kadar Anadolu Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dekanlığı yapmıştır. Emekli olduktan sonra da fakülteden kopmamış ve sözleşmeli olarak derslerini vermeye devam etmiştir. Bu arada “Bir Beyaz Gömleklinin Mizahı” ve “Adli Tıpta Ana konular ve Örneklerle rapor Yazma Tekniği” kitaplarını yazmıştır.
Prof. Dr. İhsan Sarıkardaşoğlu’nun çocukluk yılları Sivrihisar Yavşan Yayla’sında geçmiştir. Bağcılık ve kuş türlerine merakı vardır, o yüzden fırsat buldukça yaylaya giderdi. Emekli olduktan sonra da günlerinin büyük bir kısmını, çok sevdiği yaylasında geçirmiştir. Annem de o yayladan olduğu için benim de zaman, zaman sohbetlerine katılma imkanım olmuştur. Yaz ayları, izin ve tatillerde, özellikle dayımın kızı emekli öğretmen Azime (Anık) Akalan ile çok yararlı sohbetleri olurdu.
Prof. Dr. Sarıkardaşoğlu’nu kendi yazdığı,
“Bir Beyaz Gömleklinin Mizahı” kitabındaki anılarından anlıyoruz ki, kendini hicveden, hatta yeri geldikçe “Ti” ye alan ve empati yapan bir yapısı vardır. Doktorluğu, bilim adamlığı, hizmetleri ve insanlara ve doğaya olan sevgisi ile ardında hoş bir seda bırakarak, 1999 yılında aramızdan ayrılmıştır, kabri Sivrihisar Kumluyol mezarlığındadır. Mekanı Cennet Olsun.
FOTOĞRAFÇI (Potik) MUHİTTİN VURAL KİMDİR
Halk arasında “Fotoğrafçı Potik” olarak bilinen rahmetli Potik Emmi’nin asıl adı A. Muhittin Vural’dır. A. Muhittin Vural (Potik Emmi), Sivrihisar’ın ilk fotoğrafçısıdır. Daha sonra, ortağı merhum Mehmet Güler ile birlikte, 30 yıl bu mesleği sürdürürler. Bu süreç içerisinde babası A. Muhittin Vural’ın yanında fotoğrafçılığı öğrenen Hulusi Vural, babasının vefatından sonra Sivrihisar’da fotoğrafçılığı devam ettirmiştir. Ayrıca, merhum Soner Şarkaya’da uzun yıllar Sivrihisar’da fotoğrafçılık yapmıştır.
A. Muhittin Vural, bir zamanların “şip şak” fotoğrafçıları, terminolojide “Alaminüt” fotoğrafçıları olarak bilinen geleneksel fotoğrafçılığın Sivrihisar’daki öncülerindendir. Fotoğraf çekmede kullandıkları, üzerinde objektif, ve kontrol bölümleri olan, üç ayak üzerine kurulu bir kutudan müteşekkil makine ile önce negatif, sonra da pozitif hale dönüştürülürdü fotoğraflar…
Bu fotoğraflarda zamanlama çok önemli idi. Bazıları sayı sayarak yaparak yapardı bu zamanlamayı. Potik amcanın torunu fotoğrafçı Hakan babası merhum fotoğrafçı Hulusi Vural’ın sayı saymak yerine;
‘”karadır kaşların ferman yazdırır,
bu aşk beni diyar diyar gezdirir.
diye türküden iki satır okur, bu da zamanlama yerine geçerdi.” diyor.
Sivrihisar’da şu anda, Hakan Vural, Vedat Güler ve oğlu, ata mesleği fotoğrafçılığı sürdürmektedirler. Muhittin Vural (Potik Emmi) 1905 yılında doğmuş, 1962 yılında vefat etmiştir. kabri Kumluyol Mezarlığındadır. Ahirete intikal eden tüm fotoğrafçılarımıza Allah’tan rahmet niyaz ederim. Hayatta olanlara sağlık ve saadetler dilerim.
Saygılarımla, Yaşar YURTDAŞ
Yorum Yaz