“NASREDDİN HOCA EŞEĞE NEDEN TERS BİNER”
– ÖDÜLLÜ MAKALE YARIŞMASI –
Sivrihisar Belediyesi tarafından düzenlenecek olan 2018 yılı “Sivrihisar Uluslararası Nasreddin Hoca Kültür ve Sanat Festivali” dolayısıyla etkinlik öncesi “Nasreddin Hoca Eşeğe Neden Ters Biner?” konulu DENEME YARIŞMASI yapıldı.
Deneme yarışması sonuçları belli oldu. Yarışmada;
1.İrfan Kalaycı
2. Müjdat Kızıloğlu
3. Emine Çakır
olmuştur. Dereceye Girenlerin ödülleri 29 Haziran Cuma Günü Sivrihisar Uluslararası Nasreddin Hoca Kültür ve Sanat Festivalinde takdim edilecektir.
KATILIM
Sivrihisar Uluslararası Nasreddin Hoca Festivalinde Sayın Prof. Dr. Nabi Avcı’nın ilan ettiği “Nasreddin Hoca Eşeğe Neden Ters Biner?” konulu Deneme yarışması başvuruları başlamıştır. Nasreddin Hoca Deneme Yarışması, tüm disiplinlerdeki öğretim elemanları ve lisans üstü öğrencilere açık çağrıdır.
SİVRİHİSAR BELEDİYESİ NASREDDİN HOCA MAKALE YARIŞMASI ŞARTNAMESİ
GİRİŞ
Büyük insanlar, büyük toplumsal çalkantı dönemlerinde tarih sahnesine gönderilirler. Başka bir deyişle her kaotik ortam aynı zamanda bu kaostan çıkışı sağlayacak kahramanların da ebeliğini yapar. İster siyasette isterse sanatta, olağanüstü büyük başarılara adlarını veren ulu kişiler, içinde bulundukları talihsiz koşullardan beslenerek tarih yazıcı mertebesine erişirler.
Nasreddin Hocanın 13.yy’da ve Sivrihisar’da ortaya çıkmasına asla ve asla tesadüf sözcüğü ile açıklanamayacak tarihsel / konjönktürel bir zorunluluk olarak yaklaşmak, Nasrettin Hoca’nın kitaplara sığmayacak çok yönlü kişiliğinin ve misyonunun anlaşılabilmesi ve hakkının teslim edilebilmesi yolunda gerekli ve zorunlu bir çıkış noktası olmak gerektir.
Anadolu coğrafyası 13.yy’da tarihinin siyasal, ekonomik, toplumsal ve iklimsel olarak en zorlu, en sorunlu, en zalim dönemlerinden birini yaşamaktadır. Önce Selçuklu’nun taht kavgaları, ardından Moğol istilası nedenleriyle dirlik ve düzen bozulmuş, can ve mal güvenliği ortadan kalkmış, hem Selçukluya, hem Moğol’a ödenen ve sürekli artan vergiler yanı-sıra siyasal otorite boşluğundan yararlanan eşkıyaların talanlarıyla halkın beli bükülmüş, kuraklık yüzünden toprak bereketini kesmiş, o cennet coğrafya tam bir cehenneme dönmüştür. İsyanın da direnişin de bedeli zulüm ve ölümdür. Halk yaşamaktan bezmiş, canlar bedenden ha göçecek ha göçmüş durumdadır.
İşte tam bu demde, iki hayırdan biri için yakaran yürekleri yeniden umut ile dolduran nefesler yükselmeye başlar. Horasan’dan Ahmet Yesevî “ Hû halkası kuruldu, ey dervişler, geliniz /Hakk sofrası yayıldı, ondan pay alınız”, Yunus Emre “Dağlar ile, taşlar ile çağırayım mevlam seni ” derken ve dahi Mevlana Celaleddin Rumi “Ya al götür geri kalanımı / Ya gel tamamla eksik yanımı” diye sema ederken… Hacı Bektaş Veli “ Her ne ararsan kendinde ara” diye insanı gösterirken… Şeyh Edebali beylikten devlete doğru yürüyen Osman Beye “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” diye nasihat edip yaşanmakta olan kaostan çıkış reçetesini verirken… Dursun Fakıh insanların mutlu ve müreffeh bir hayat sürecekleri yeni devletin temellerini bilim ve hukuk üzerine tesis ederken Sivrihisar kayalıklarının dibinde bir bilge, gülümseyen yüzüyle insanların yangın yeri yüreklerine su serpmektedir.
Göl kıyısında, elinde kaşığıyla kendisini müstehzi bakışlarla seyredenlere “ Ya tutarsa ?” diye cevap veren bu bilge kişi hemşehrimiz Nasrettin Hoca’dır. Derinliğine inme zahmetine girmeden gülüp geçtiğimiz o iki söz aslında toplumsal umudun zekâ ve nükte ile taçlandırılmış muazzam bir ifadesidir. Hocanın “ Ya tutarsa ” diye yaptığı iş, göle yoğurt mayası çalmak değil tükenme noktasına gelmiş insanların yüreklerine umut mayası çalmaktır. Nitekim o maya tutar.
Yesevilerin, Mevlanaların, Hacı Bektaşların, Edebali, Dursun Fakıh, Yunus Emrelerin ve dahi Nasrettin Hocaların sevgi, barış, hoşgörü, itidal ile nakışlanan umut aşıları karşılığını bulur; Orta Anadolu’nun çöle dönmüş topraklarında küçük bir fidan gölgesi dört kıtaya yayılacak ulu bir çınara durur. Osman Bey’in adında vücud bulan o cihan devleti aslında Horasan ve Anadolu erenlerinin eseridir ve hocamız Nasreddin bu erenlerin en güleç yüzlüsüdür.
PROBLEM
Nasreddin Hoca, Anadolu coğrafyasının siyasal, toplumsal, ekonomik ve moral açılar – deyim yerindeyse – “dibe vurduğu” bir dönemde, tüm bu olumsuzlukları gidermek misyonuyla doğan ve bu misyonu hakkıyla yerine getiren bilge bir kişidir.
Nasreddin Hoca;
• Aldığı eğitimden dolayı bir ilim insanı,
• Kadılık görevi dolayısıyla bölgenin en üst kamu otoritesi ve adalet sağlayıcısı,
• Yüzyıllardır gönüllerden silinmeyen sevgisiyle gönüller sultanı,
• Her devirde ve her kültürde geçerliliğini koruyan hikayeleriyle bir evrensel kültür hazinesi,
• Zora ve zorbalığa karşı gülümseyerek karşı çıkılabileceğini gösteren duruşuyla bir halk kahramanı,
• Tarihte çok az beşere nasip olan çok yönlü özellikleriyle, hakkı ne yazık ki gereğince teslim edilmeyen bir efsanedir.
• Bilge kişiliğiyle kanaat önderi,
• En çetin açmazlara mizah penceresinden bakarak getirdiği çözümlerle bir “sosyal psikolog”,
• En uzlaşmaz çelişkileri gideren, tarafları güldürerek el sıkıştıran bir “ombdusman”
Bugün toplumumuzda ‘Nasreddin Hoca’ denince akıllara, hayal gücü geniş bir sanatçının kalemiyle can verdiği bir çizgi (anime) görüntü gelmesine rağmen Balkanlardan Asya’nın içlerine, Arabistan’dan kuzey Afrika çöllerine: Bulgar, Ermeni, Azeri, Fars ve Arap başta olmak üzere yeryüzü kültürlerine nüfuz eden, yüzyıllardır izleri silinmeyen, hala hikayeleri dillendirilen, fıkraları hala gülümseten, düşündüren, çok uzak halklar tarafından yerel motiflerle uyarlanarak sahip çıkılan, günümüz sorunlarına bile çözüm üreten ve “rol model” olarak işlev gören çok önemli bir değere sahiptir.
Günümüz Türkiye’sinde Nasrettin Hocanın beşeri, akademik, toplumsal, felsefi, edebi ve entellektüel niteliklerinin gözardı edilip takvim yapraklarında, sakız kağıtlarında salt bir çizgi karakter olarak görülüp değersizleştirilmesi; tarihsel, bilimsel ve kültürel sorumluluk çerçevesinde aşılması gereken bir problem olarak karşımıza çıkmaktadır.
AMAÇ
Hocanın, “evin içi karanlık” diye kaybettiği anahtarı bahçede araması fıkrasında işaret ettiği gibi, zor da olsa, sorunlarımızın çözümünü kendi içimizde aramak gerek.
Bu sağlamda, Nasreddin Hoca’yı;
• Yaşadığı dönem, etkilediği coğrafyalar, çağlar boyunca bıraktığı izler ve problem bölümünde açıklanan özellikleri çerçevesinde ele alarak hakkını teslim edecek,
• Hoca’nın fıkralarındaki sorun çözme metodunu günümüz paradigmalarına uyarlayacak,
• Çizgi (anime) karakter “klişe”sinden kurtarıp O’nun bir beşer olarak genç kuşakların algılarına uygun dil / anlatım teknikleriyle buluşmasını ve geçmişleriyle aidiyet noktaları tesisini sağlayacak,
• Dünya kültür mirasında yerini alabilmesi için argümanlar ortaya koyacak akademik çalışmaların desteklenmesi bu yarışmanın amaçlarını oluşturmaktadır.
YÖNTEM
Nasreddin Hoca Deneme Yarışması, T.C. Üniversitelerinde görev yapan tüm disiplinlerdeki öğretim elemanlarına ve lisans üstü eğitim eğitim alan öğrencilere açık bir çağrıdır. Ekteki akademik deneme şartlarına uygun her alandaki çalışma ile yarışmaya katılınabilinir.
KONU
Deneme ve Makale yarışmasının konusu “Nasreddin Hoca’nın eşeğine ters binmesi “ olarak belirlenmiştir.
BAŞVURU
16.04.2018 : İlan
01.06.2018 : Son Teslim Tarihi
22.06.2018 : Değerlendirme ve sonuçların açıklanması
30.06.2018 : Dereceye girenlere ödül takdimi
Katılım ücretsizdir.
Ekte verilen formla birlikte deneme@sivrihisar.bel.tr 01.06.2018 saat 18:00 a kadar iletmeleri gerekmektedir.
İRTİBAT BİLGİLERİ
Sivrihisar Belediyesi
Kültür ve Turizm Müdürlüğü
Cumhuriyet Mah. Süleyman Demirel Cad.
No :1 Sivrihisar /ESKİŞEHİR
Tel : 0 222 711 40 35 /124-128-131
deneme@sivrihisar.bel.tr
ÖDÜLLER :
Dereceye giren makaleler için;
1’inciye 7 500 TL
2’inciye 5 000 TL
3’üncüye 2 500 TL
ödül verilecektir.
SONUÇ
2018 Sivrihisar Uluslararası Nasreddin Hoca Kültür ve Sanat Festivalinin Açılış Töreninde ödüller takdim edilecektir.
Yazım Kuralları ve Biçimsel Özellikler
Dememe, MS Word programında “Times New Roman 11 Punto” karakteriyle tek satır aralıklı ve iki yana yaslanmış olarak yazılır.
Sayfa yapısı A4 olmalı; sağ 4,5 cm, sol 4,5 cm, üst 4,5 cm ve alt kenarlardan “4,5 cm” boşluk bırakılmalıdır.
Kenardan uzaklık, üstbilgi 1,25 cm, altbilgi ise 4,5 cm olmalıdır. (Bu ayarlar “sayfa düzeni” – “kenar boşlukları” ve “düzen” bölümünden yapılmaktadır). Paragraf başlarındaki girinti “1,25 cm” ve paragraf aralarındaki boşluk önce “0 nk” sonra “6 nk” olmalıdır.
Deneme ve makale türünde yazılacak eserler 2000 kelime ile sınırlandırılacaktır.
Eserlerin yazımında Türk Dil Kurumu Yazım Kılavuzu esas alınacaktır.
Eserler özgün nitelikte olacaktır. Yayımlanmış, herhangi bir yarışmaya katılmış ve ödül kazanmış/kazanamamış, dereceye girmiş/girmemiş eserler bu yarışmaya katılamaz.
Yarışmaya katılan eserler sahiplerine iade edilmeyecek, yarışmacılar belirlenen ödüller dışında herhangi bir hak talep edemeyeceklerdir.
“Nasreddin Hoca Neden Eşeğe Ters Biner?” Demene Yarışması 2018 ŞARTNAME PDF indir ⇓
Yorum Yaz