MEYDANI OKUMAK –
Meydan okumak başka şey, MEYDAN-I OKUMAK ise başka şeydir. Meydan okumanın içinde öfke ve hırs vardır. Meydanı okumanın içinde ise; en kötü ihtimalle ilmel-yakîn, en iyi ihtimalle aynel-yakîn veya hakkal-yakîn vardır.
Meydan okuyanlar, ülkeleri fethetseler de, gönülleri fethedemezler. Meydanı okuyanlar ise, hep gönüldedirler, onların Fethe çıkmalarına bile Allah izin verir ya da Allah yasak koyar. Tarihi, meydan okuyanlar değil meydanı iyi okuyanlar yazarlar.
Tarih yalan yazsa da, meydan okuyanları başrol oyuncusu yapsa da, oyunu ve kurguyu, yine meydanı iyi okuyanlar bozarlar. Meydan okuyanlar kırar dökerler meydanı okuyanların görevi, onların kırdıklarını döktüklerini telafi etmektir.
Bilindiği gibi 1990’larda ülkemizde 3 büyük hatalı karar alındı. Bunlardan birincisi zorunlu tasarruf uygulamasıydı, ikincisi “KEY” uygulamasıydı, üçüncüsü ve en karmaşık olanı, erken emeklilik uygulamasının yasalaştırılmasıydı.
Bu ülkeyi, bu üç büyük kamburdan kurtaran adama, meydanı iyi okuyan adama ve onun yardımcılarına bu ülkeyi bu üç büyük fitneden temizledikleri için müteşekkiriz. Teşekkürler MEYDANI OKUYAN ADAM!
Recep Tayyip Erdoğan
Devlet yönetmek bakkal yönetmeye benzemez öyle yaptım oldu ile gemi gitmez, ince eleyip sık dokunur ki bir daha hata olmasın. Abdülhamid aklı gibi akıl lazım. O da samanı takip etmekle olmuyor, petrolün gazın kokusunu takip etmekle oluyor.
Bu yüzyıl, satır ilmi sahiplerinin değil, sadır ilmi sahiplerinin yüzyılı olacak. Son bir kaç yıldır, insanlarda görülen hızlı bilinç sıçramalarının sebebi tam olarak budur.
***
Bugün 6’lı masa etrafında toplanmış olan muhalefetin, aslında dışardan ve tek merkezden yönetilen “6’lı maşa” oldukları, zerre kadar şüpheye yer olmayacak kadar tebeyyün etmiştir.
Kısaca hatırlayalım: 2013 gezi isyanında, teröristlere arka çıktılar ve hâlâ da arka çıkmaya devam ediyorlar. LGBT sapıklığı / sapkınlığı konusunda Milletin yanında değiller.
15 Temmuz 2016 darbesinde Milletin yanında olmadılar ve hatta ve bilâkis, bugün hapiste olan o darbeci alçaklara sahip çıkıyorlar ve “eğer iktidara gelirler ise, onları hapisten çıkaracaklarını” söylüyorlar.
86 Senelik hicranımız AYASOFYA yeniden aslî hüviyetine döndürüldü; bunlar üzüldüler ve hatta, “iktidara gelirsek, hem Ayasofya’yı, hem de SULTANAHMET Camisi’ni müze yapacağız” dediler, zengin doğalgaz ve petrol yatakları keşfediyoruz, haset ediyorlar.
İHA – SİHA – Helikopter – Uçak yapıp uçuruyoruz, denizaltılar yapıyoruz, devasa gemiler yapıyoruz, yüzlerinden düşen bin parça.
Dünya’nın 3. Büyük barajını ve HES’i (YUSUFELİ) hizmete alıyoruz, karınlarına şiddetli sancılar giriyor, karayolları, demiryolları, tüneller, hızlı trenler, lokomotifler, lokomotif motorları, tank motorları, uçak motorları ve gemi motorları yapıyoruz görmüyorlar, duymuyorlar, inanmıyorlar ve inkâr ediyorlar!
Hatta iki hafta önce ilk uçuşunu yapan Kızılelma’mız için “uçan çadır” diyerek, mercimek kadar beyinleri ve maymun zekâları ile güya “ti” ye aldıklarını zannediyorlar. En büyük açıklarını Milletimizin sevindiği milli meselelerde, suskun kalmakla veriyorlar. Katiyen yerli ve millî olmadıkları gibi asıl maksatları Türkiye’nin gelişmesini engellemek, baltalamak ve zayi etmektir.
***
1-Şenay Tek
2-Rasim Duman
Yorum Yaz