Kahve fiyatları üç kat artacak !
Çünkü dünyanın en büyük kahve üreticisi olan Brezilya’da 25 derece olan hava sıcaklığı aniden -1 dereceye düştüğü için kahve ağaçlarını don vurdu.
Aylardır Amerika’da söndürülemeyen yangınlar, Aynı şekilde dünyanın en soğuk yaşam alanı olarak bilenen Rusya’nın Yakutistan bölgesi iki aydır yangınları söndürmeye çalışıyor.
Evet yaz ayları dedik. Her ülkede yangın var dedik. Ama her daim -5 derece olan Yakutistan’ın iki aydır yanıyor olması da çok ilginç. Yine aynı şekilde “Küresel ısınma, doğa tepki veriyor vs. vs.” dedik…
Arkadaşlar, sizler de görüyorsunuzdur, dünya 100 yılda yaşayacağı felaketleri son beş yıl da yaşadı. Yaşıyor da. Keza virüs illeti zaten başlı başına büyük bir imtihan. Her geçen gün içinden çıkılmaz bir hal almaya devam ediyor. Mutasyona uğrayıp durdurdukça korkarım ki bir gün karşımıza elle tutulur, gözle görülür bir yaratık olarak çıkacak.
Bu felaketler ister küreselcilerin dünyaya hakim olma isteklerinden dolayı kendi elleriyle yaptıklarından olsun, İsterse hiçbir insanın katkısı olmadan Rabbim bu imtihanları murat etmiş olsun. Sonuç olarak insanlık depremler, seller, virüsler, yangınlar, kuraklık, soğuk vb. birçok imtihandan aynı anda geçiyor.
Şu yaşananlardan ibret almazsak daha da iflah olmayız artık. Hz. Ömer r.a döneminde Medine’de söndürülemeyen bir yangın vuku bulmuş. Hz. Ömer “Bolca sadaka verin, sürekli Allahü Ekber zikrini çekiniz ve nafile namazlarınızı sıklaştırın. O namazlarınızda sürekli Allah’tan yardım isteyiniz” diye buyurmuştur.
Yangınların söndürülmesinde elimizden ne geliyorsa yapacağız elbet. Kızılay, ihh, afat gibi kuruluşlar yangın bölgelerine sürekli su ve gıda takviyesi ulaştırıyor.
Eğer kendiniz yangın bölgesine gidip yardım edemiyorsanız bu kuruluşlara 10 litre su parası yatırabilirsiniz. Diğer türlü de artık hepimizin birlik olup yağmur duası yapmamız lazım.
Bireysel olarak da, bol bol tevbe edip, sadaka verip, Rabbimizin merhametine sığınmalıyız. Belki de kıyametin eşiğindeyiz. Kim bilir belki de bir ay sonra kıyamet vuku bulacak. (Misal olarak diyorum. Yoksa gaybı Allah’tan başka kimse bilemez)
Bir silkelenelim, kendimize gelelim. Eş, dost, akraba ile helalleşelim, kırgınlıkları bitirelim. Unutmayın kimseye kalmayacak bu dünya. Namazlarımızı belki ayaklarımız şişene kadar kılamayız ama en azından uyuşana kadar nafile namaz kılalım.
Tevbe, tevbe, tevbe… Henüz o kapı kapanmadan bolca tevbe edelim. İnsanlık için, dünyamız için, afetlerin durması için dua edelim…
Büyük İmtihan
Ülke olarak Sel ve Yangın afetleriyle adeta bir imtihandan geçiyoruz. Sel ve Yangınlarda Şehit olan ve hayatlarını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı dileriz. Başta afetzedeler olmak üzere tüm ülkemize geçmiş olsun.
Belki de büyük bir imtihandan geçiyoruz. Hak bizde tam tecellisini gösterinceye kadar sabırlı olalım! Unutmamak lazım; sabır acıdır, fakat meyvesi tatlıdır!
Şer odaklarının ülkesini yakmak uğruna birleştiği bir cağa denk geldik. Bizim de imtihanımız bu oldu. Geçecektir elbet bu günlerde. İmtihan her zaman aynı ağırıyla devam etmez. Lakin hep aklınızın bir kenarında bulunsun, Başka Türkiye yok. Burada doğduk, burada öleceğiz.
Nuh as gemisi her çağda vardır. Biz daima o gemiye binecek zümreden olmalıyız. Her ne pahasına olursa olsun ne imanımızdan, ne ülkemizden asla vazgeçmeyeceğiz. Canımızla, malımızla son nefesimize kadar bayrağımız dalgalansın diye şer odaklarına karşı durmaya devam edeceğiz. Rabbim, bu zalimler, nankörler yüzünden bizleri helak etme…
Ateşin çocukları
Onlar hep ateşi sevdiler. Ateşin çocukları onlar. Babam bildiğiniz üzere kanser hastasıydı. Antalya’da onun yanındayım birkaç gündür. Üç gündür acildeki gözlem odasında kalıyoruz. Çünkü servisler yangında zehirlenen insanlarımızla dolu. O kardeşlerimizi gördükçe inanın kendi derdimi unuttum.
Yalnız elleri kuruyasıca o ateşin çocuklarının unutmaması gereken, değişmez, şaşmaz olan tek şey; Bütün ülkeyi yaksalar da, yeniden dikeceğiz ağaçları ama onlara bir karış toprak vermeyeceğiz.
Yorum Yaz