İstiklal caddesindeki patlama ve ABD planı
Başını ABD’nin çektiği emperyalist güçler bir yandan bölgesel savaşlar çıkararak, ülkelerin içişlerine müdahale ederek, anti-emperyalist tavır alan ülkeleri işgal etme tehditleri savurmakta, plan ve komplolar düzenleyerek saldırılarını sürdürmektedir.
İstiklal Caddesindeki Patlama ve ABD’nin Planı
Dünyadaki terör örgütlerinin hemen hemen tamamı ABD imalatıdır. ABD bu konuda yalnız değildir; baş yardımcıları da İngiltere ve İsrail’dir. Diğer yardımcılar ise Fransa, Almanya, Yunanistan, İsveç, Belçika, Kanada, İsviçre gibi ülkelerdir.
ABD ve diğer iki baş yardımcısı, hedef ülkeler üzerindeki siyasi emellerine ulaşabilmek için, maliyeti yüksek olan konvansiyonel kuvvet kullanmak yerine, daha az maliyetli olan asimetrik kuvvet kullanırlar. Bu asimetrik kuvvet dediğimiz şey de, hepinizin bildiği gibi, terör örgütleridir.
ABD ve baş yardımcıları, hedef ülkelerdeki işbirlikçilerinin yardımı ile o ülkelerde terör örgütlerini kurarlar, eğitirler, donatırlar ve sahaya sürerler.
Böylece, hem kendi vatandaşlarının yerine ölecek birilerini bulmuş; hem de hedeflerine asimetrik savaş / düşük maliyet ile ulaşmış olurlar.
Türkiye’deki terör örgütlerinin tamamı (PKK, FETÖ, DEAŞ, DHKP-C, TİKKO vs.) ABD ve diğer iki başyardımcısının imalatlarıdır.
ABD ve yardımcılarının, Türkiye’ye karşı niçin “asimetrik savaş” yaptıklarının tafsilatına girmeyeceğim; birazcık tarih ve coğrafya bilgisi olan, harita okuyabilen ve Türkiye’deki ve Dünya’daki siyasi, ekonomik, ticari ve askeri gelişmeleri takip eden akıl ve feraset sahipleri bu meselenin sebebini de, önünü de, arkasını da biliyorlar zaten.
13 Kasım 2022 İSTANBUL / İstiklal Caddesi’nde gerçekleşen terör eyleminin sebebine ve bilhassa da zamanlamasına dikkat çekmek istiyorum:
ENDONEZYA / Bali’de 15 Kasım 2022’de G-20 (Dünyanın en gelişmiş 20 ülkesi) zirve toplantısı yapılacak ve Cumhurbaşkanımız da bu zirveye iştirak etmek üzere Endonezya’ya hareket etti.
Akabinde de, bu terör eylemi yapıldı; 6 vatandaşımızı kaybettik, 81 yaralımız var. Vefat eden vatandaşlarımıza Cenâb-ı ALLAH (C.C.)’dan rahmet ve mağfiret, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum.
Terör eyleminin yapıldığı yer, eylemin saati, bombanın cinsi ve güçlendirilmiş olduğu dikkate alındığında, bu eylemin mümkün olan azami can kaybı hesabı ile planlandığı anlaşılıyor. Bu alçak planı yapanlar, muhtemelen en az 50-60 kişinin burada can vereceğini ve bunun en az iki misli insanımızın da yaralanacaklarını hesapladılar.
Bu rakamlar onlar için çok mühim idi. Böylece:
1. Türkiye’ye “Dur ve bütün dış aksiyonlarını durdur, TURAN ve İHVÂN (Türk ve İslâm Dünyasının Birliği) hayallerinden vazgeç, PKK’nın ve DEAŞ’ın ve FETÖ ‘nün ve diğer yavrularımızın üzerine gitme, Suriye ve Irak’a daha fazla girme, Libya’dan ve Akdeniz’den de çık” mesajını verdiler.
2. Türkiye’nin emniyetsiz / güvensiz ülke olduğu imajını uyandırarak, turizmi baltalamak istediler.
3. Cumhurbaşkanımızın, ağır can kayıpları sebebiyle, Endonezya’daki zirveye iştirak edemeden, Türkiye’ye geri dönmesini sağlamaya çalıştılar. Böylece Türkiye’nin, diğer G-20 ülkelerini etkilemesinin önüne geçmek istediler.
4. Planladıkları ağır can kayıpları sebebiyle, halkımızın Hükümetimize karşı infialini ve Hükümet’in düşmesini hedeflediler.
5. Türkiye’yi, bu terör eyleminden sonra, Suriye’nin kuzeyine “acele bir operasyona” tahrik etmek istediler. Böylece Türkiye’yi hem RUSYA ve hem de İRAN ile karşı karşıya getirmek ve mümkün ise aralarında bir çatışmanın fitilini ateşlemek istediler.
Kıymetli dostlarım, 6 vefat ve 81 yaralı da az bir rakam sayılmaz amma, yine de şükredelim ki, bu menfur eylemi planlayanların arzu ettikleri kadar da hiç değil. Binâenaleyh, bu noktada hedeflerine ulaşamadıklarını rahatlıkla söyleyebiliriz.
Keza, Cumhurbaşkanımız da oyunu gördü ve G-20 zirve toplantısına iştirakten vazgeçmedi. Burada da şer güçlerin planları hedefine ulaşamadı.
Türkiye’nin durmayacağını, terör eyleminin kendisine bildirilmesinden sonra Cumhurbaşkanımızın yaptığı açıklamadan, gayet sarih ve net bir şekilde anlıyoruz.
TÜRKİYE, bu “şer güçlere” ve “işbirlikçilerine” karşı mücadelesine son aylarda daha büyük hız verdi; bunu bariz şekilde görüyoruz. Hem içerde PKK, FETÖ, DEAS ve DHKP-C’ye karşı operasyonlar daha büyük çaplı olmaya ve hem de Irak ve Suriye’deki operasyonlar, ABD ve yardımcılarının planlarını çok ciddî şekilde sekteye uğratmaya başladı.
O bölgelerde hakikaten “ABD’nin evlatları” son yıllarda ve bilhassa son aylarda çok ciddi personel ve silah ve teçhizat kayıplarına uğradılar.
MİT Operasyonları ile yakalanan veya itlâf edilen iyi yetiştirilmiş, seçme elemanların” kaybı ise, PKK, PYD, YPG üzerinde psikolojik yıkıma sebep oluyor.
Evet, TÜRKİYE durmayacak ve durmuyor da zaten. Daha dün iha’larımızın tespit ettiği bir ÇNRA (Çok namlulu roketatar) sistemi, roketlerini Türkiye’ye atmak için hazırlık yaparken, saniyeler içinde topçularımız tarafından imha edildi.
ABD ve yardımcıları bugün için bizimle “konvansiyonel” bir savaşı göze alamıyorlar; zira çok iyi biliyorlar ki, kendileri için bunun bedeli çok ağır olacak. Sarı torbalar içinde ülkelerine gönderilecek binlerce askerin ailelerine ve bütün ülke halkına, bunun hesabını veremeyeceklerini çok iyi biliyorlar.
Onların bu korkuları da, bize zaman kazandırıyor; hem modern silahlar ve hem de modern ekipmanlar ve platformlar açısından her gün daha fazla güçleniyoruz.
Onlar konvansiyonel savaştan korkuyorlar amma, o çok güvendikleri asimetrik kuvvetleri ve ekipmanları, TÜRKİYE tarafından, gözlerinin önünde eritiliyor, tüketiliyor ve yok ediliyor.
İçerdeki işbirlikçilerine attırdıkları iftiralarının sebebi de, tükenişlerinin çılgın refleksinden başka bir şey değildir.
Binâenaleyh, TÜRKİYE avantajlı ve üstün pozisyondadır; DURMAYACAĞIZ ve onları ezmeye ve yok etmeye devam edeceğiz!
Selâm ve dua ile kıymetli dostlarım.
Rasim Duman
Emekli J. Ord. Astsubay
14 Kasım 2022
Yorum Yaz