İMANIN KAZANIMLARI

Bilindiği üzere insan fıtrat üzere yaratılmıştır. Fıtrat kişinin özündeki kabiliyetleri ve yeteneklerini Allah’ın istediği şekilde kullanmasıdır. İnsan fıtratına uygun yaşarsa bu dünyada saadetli bir hayat sürer. Fakat insan aklı ve nefsine tabi olması itibari ile fıtratı dışına çıkabiliyor.

İnsanı daima fıtratı üzerinde yaşatacak, her zaman saadetli ve rahat bir hayat sürdürecek sosyal hayatta da başarıyı yakalayacak komşusuyla arkadaşlarıyla iyi geçindirecek en temel unsur Allah’a imandır.

’Şüphesiz iman edip salih ameller işleyen, namazı dosdoğru kılan ve zekatı verenlerin mükafatları Rableri katındadır. Onlara korku yoktur. Onlar mahzun da olmayacaklardır. (1) ayet-i kerimesinde Cenab-ı Allah’ın buyurduğu gibi iman, insana birçok kazanımlar sağlar. Tevekkül, sabır, takva, ihlas, havf ve teslimiyet gibi bir çok meziyetler kazandırır.

İman sahibi aynı zamanda tevekkül ehli olur. Her şeyden önce bütün işlerinde Allah’a güvenir, neticesinde hep hayırla sonuçlanacağının huzuru ve mutluluğu içinde olur.

İman sahibi aynı zamanda sabırlı olur. Başına ne gelirse gelsin Allah’tan geldiğine inanır sabreder. Sabrın mükafatını en yakın zamanda alır. Huzura erişir.

İman sahibi aynı zamanda takva sahibi olur. Allah’ın emir ve yasaklarına riayet ederek İslam’ı tam anlamıyla yaşayıp yine huzura ve saadete ulaşır.

İman sahibi aynı zamanda ihlas sahibi olur. Her işini Allah’ın rızasını gözeterek yapar. Bundan dolayı işini mükemmel ve en güzel şekilde yapmanın hazzıyla huzura erer.

İman sahibi aynı zamanda daima havf içerisindedir. Yüreğinde hep Allah korkusuyla yaşar. Kötülüklerden, günahlardan uzak durur. mesut bir hayat sürer.

İman sahibi aynı zamanda teslimiyet içindedir. Bilir ki alemde her ne oluyorsa Allah tarafından yapılıyor. O, ne yaparsa güzel eyler der. Her şeyi Allah’a havale eder endişeden uzak rahat bir hayat yaşar.

İmanın tek tek saydığımız insana bu kazandırdıklarını şu Ayet-i kerime ne güzel ifade etmektedir. “Allah’a gönülden bağlanıp, ona karşı gelmekten sakınan kimseye, Yüce Allah sıkıntıdan çekip kurtaracağı bir yol gösterir. Ve onu hiç beklemediği yerden rızık ihsan eder. Çünkü kim Allah’a güvenip ona gönülden bağlanırsa Yüce Allah ona yeterlidir.(2)

Görüldüğü gibi Allah’a iman eden, O’na dayanıp dua ederek yalnız O’ndan niyazda bulunur. Allah’a iman etmenin hazzını lezzetini doya doya yaşar. Fakat iman sadece kişiye has hayat tarzı sunmaz. Aile ve toplum içinde de ona bir takım sorumluluklar yüklemektedir.

Peygamberimizin (SAS) ‘’Hiçbiriniz kendiniz için sevdiğini kardeşiniz içinde sevmedikçe iman etmiş olmaz. (3) hadis-i şerifinde buyurduğu üzere toplumun ayakta durması için en ihtiyaç duyulan paylaşım, saygı ve fedakarlık duygularını da kişinin içinde barındırmasını istemektedir. Aynı zamanda ‘’İman etmedikçe cennete gidemezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe iman etmiş olamazsınız. (4)

Peygamberimizin (SAS) bu hadisinde de toplumun vazgeçilmezi olan ben yerine biz ilkesini ve insanları birbirine kaynaştıran sevgiyi de şahsa değil topluma has kılar.

İnsan hem kendi içinde hem de toplum içinde rahat ve saadetli bir hayat sürdürebilmesi ancak Allah’a iman ile gerçekleşmektedir. Fakat iman eden takva zırhına bürünüp; tevekkül, sabır ve ihlas meziyetlerine de sarılırsa aradığı huzuru bulabilir.

O halde imanımızı her gün yenileyip Allah’ın huzuruna namazlarımızla varalım. Hayatımızı İslam ve dinimizin düsturlarıyla güzelleştirelim.

Mesut Akdağ

mesut akdag - İMANIN KAZANIMLARI