Makale ve Yazılar

Heybetli Kale Yazıcıoğlu

sivrihisar arka daglar - Heybetli Kale Yazıcıoğlu

Yaradılış Harikası YAZICIOĞLU KALELERİ

Heybetli kalesi Yazıcıoğlu ve gerdanlığı Saat Kulesi, kendisi kadar eski tarihi eserleri ile Sivrihisar; Ünlü Kral Yolunun geçtiği ve Kibele Tapınağının bulunduğu Pessinus, üç kıtadan kuşların konakladığı Balıkdamı Kuş Cenneti ve onlarca cami, mescit, çeşme, hamam, tarihi ev, konak, eski mahallelerde size zamanın donup kaldığı hissini verecektir.

Bilgeler yurdu Sivrihisar’da kafanızı çevirdiğiniz her yerde hafızanın, hatıranın ve yaşanmışlıkların eteklerine tutunan hüzünlü hikâyelerle baş başa bulursunuz kendinizi. Tarihi yolların kesişme noktasında Frigler, Romalılar, Selçuklular ve Osmanlılardan devraldığı birçok miras ile ziyaretçilerin ilgisini çekiyor.

Şehrin kuzeyindeki tarihi taş merdiven kalıntılarından yavaş yavaş tırmanırsanız YAZICIOĞLU kalesinin zirvesine doğru; Hisar Yaylasını gördüğünüzde, Derebeyi şatosunun yıkık duvarını ve su sarnıcına yaklaşmış sayılırsınız. Ve böylece 1100 metre kadar daha yükselirsiniz semaya doğru. Seyrediniz şimdi; ilçemizi kuş bakışı, dürbüne gerek duymaksızın… Birbiri ile âdeta bitişik yapıda evlerini, serpiştirilmiş gibi cami ve minarelerini, birbiri ile kesişen devlet yollarını…

Gözümüzün görebildiği yere kadar Güneyde ta… Emirdağ’ına kadar, batıda Eskişehir’e doğru… Serilir gözleriniz önüne bir halı gibi… Buğday ve arpa tarlaları. Vakit ilkbahar ise yemyeşil, hasat mevsimi ise altın sarısı…

Kasabamızın kuzeyinde oturup, doğu ve batısını kolları ile saran; püskürük kitle, granit yapı; benzerlerinin en genci ve en yükseğidir. Sanki o; kasabamızı bir ana yüreği gibi; sıcak kolları ve samimi hisleri ile kucaklar daima. İşte bu sevgiden olacak; ayrılsak bile kasabamızdan hep özler dururuz onu. Ve sanki kokar burnumuzda onun hasreti. Hatta gün gelir hasretlik çöker içinize… Rüyalarımızda kucaklaşırız özlemişcesine…

Kalede oturan derebeyinin zulmünden kaçarcasına birbirinin koltuğuna sığınmıştır evlerimiz. Aramızdaki bir duvarla sanki duyarız birbirimizin nefes alışını… Birbirimizin bekçisi olmuşuz yıllar yılı… Acıda, Neşe’de hep ortak olmuşuz… Aldatmamışız konu-komşuyu…

Aksine uzatmışız ellerimizi bütün sıcaklığı ile… Bütün kasaba tek kalp, tek vücut gibicesine. Yedi göbek birbirimizle akrabalığımızın dışında; Karşılıklı sevgi ve saygı hep devam etmiştir bu günlere dek…

Alkole ve uyuşturuculara pek yüz vermeyen bizler; daima ruhları ile aramızda yaşayan; Yunusların, Hızır Beylerin ve Hoca Nasrettin’ler ile daha nicelerin sevgileri ile mest olur; onların verdiği sarhoşluk ve hoşgörü ile yaşar, gideriz böylece…

VI yüzyılda; Bizans İmparatoru Justinianus (527 – 565) de Sivrihisar’ın kuruluşunu Pessinus harabelerinden getirttiği mermer ve taşlar ile yapmış. Bu arada Yazıcıoğlu Kalesini de imar etmiştir. kapılı olup, korumalıdır. Kalede; su sarnıcı, tahıl ambarı ve yer altı depoları vardı. Bugün bu yapıların harabeleri açıkça görülmektedir. Kaledeki koruma sistemi Moğol akınlarından gizlenmeyi kolayca sağlamıştır. Kaledeki mescidi; Osmanlı döneminde (1486 – 1521) yıllarında Abdi Fakih ve Evliya veledi Zeynettin Fakıh beyler imam olarak kullanmışlardır.

Kale görevlileri; topçular, sipahiler ve kale erlerinden ibaretti. Kale yöneticisi ise: Kale Komutanı (Dizdar) ve komutan yardımcısı (= kale kethüdası) idiler. Sivrihisar KALESİ; Stratejik yönden önem arz etmekte olup, savunma sistemi güçlüdür. Kale bu gücünü bir yerde doğadan almıştır. Selçuklu beyliklerinin iç savaşlarında, Selçuklu – Osmanlı geçiş dönemi savaşlarında daima ön plandadır. Savaşlar hep bu kale civarında geçmiştir… İşte örnekleri: Anadolu Umumi Valisi Mucirettin Bey İlhanlılar üzerine yürümüş Kaleyi zapt ederek gayesine ulaşmış. Kaleyi tahrip ederek geri çekilmiştir. Keza; Timur kaleyi karargâh yapmış Y. Beyazıt ile yaptığı savaştan sonra, Kaleyi tahrip ederek ayrılmıştır. (1402)

Kale Umur beyin elinde iken Karamanoğlu İbrahim bütün kuvveti ile kaleyi sarmış. Bütün Sivrihisar halkı kale içinde günlerce aç ve susuz savunmasını yapmışlar. Ve nihayet 1832 yılında Derebeyi Yazıcı İbrahim Ağa kaleden çıkarılarak kale yıkılmıştır. Günümüze kadar Yazıcıoğlu Hüseyin Beyin kan bağı torunları gelebilmiştir. İç savaşlar genelde hep bu bölgede yapıldığından binlerce şehit yine bu yöre topraklarına gömülmüştür. Her yerleşim yerinde kabristan vardır. Sayısının muayyen bir ölçüde olması ise gayet tabii bir olaydır.

Yazıcıoğlu Kalesinin Manevi değeri ilçemizi kuzeyi ve doğusu – batısı ile saran kayalara, kuşbakışı gözlem tasarısı yapıldığında sanki bir HİLAL gibidir. Kalın gövdesi güneye doğru açılıp incelince o güzelim hilâl o kadar barizleşir ki; tıpkı bayrağımızın HİLÂL’i olur. Bu maddi değeri yanında “Hemşehrimiz Ahmet Kılıçaslan’ın kaleme aldığı “Sivrihisar örf ve âdetleri” kitabında [Kayalara kuşbakışı bakıldığında: verdiği İlahi bir şekille: “Lâilâhe illâllah Muhammedun Resulüllah” yazdığı; merhum (Bursalı Terlikçi Mustabey) tarafından] ifade edilmektedir.

Yorum Yaz

Yorum göndermek için buraya tıklayın

Web Site Hakkında

Sivrihisar Web Medya

Sivrihisar Şehrengizi

sivrihisar sehrengizi 1 - Heybetli Kale Yazıcıoğlu

Gönül Dağı Dizi Film

dizi