Hayvan Yasası Üzerine!
Hayvan Yasası Nedir?
Çıkan yasayı okumadan herkes kulaktan dolma bilgilerle yorum yapıyor. Önce bir yasayı okuyalım.
– Belediyeler 4 sene içinde barınakları yapacaklar bütçesi yetmeyen belediyelere, devlet giderin % 40’ını karşılayacak.
– Sokaktaki sahipsiz hayvanları belediye toplayacak ve barınaklarda bakmak zorunda.
– Sadece bulaşıcı hastalığı, iyileşme imkanı olmayan hayvanları belediyelerdeki veterinerlerin onayı ile uyutulacak.
– Mama şirketlerinin oyunu son bulacak, artık barınaklarda eski usul lapa yapılacak ve hayvanlar doğal beslenecek ve aç kalmayacak.
– İsteyen herkes istediği kadar sokak hayvanını sahiplenip bakabilecek.
Yani kısacası sokakta aç kalan hayvanlar barınaklarda aç kalmayacak sürekli veteriner gözetiminde olacak. Belediyeler barınaklara ve diğer masrafları yüklenmek istemediği için yasaya karşı. Mama şirketleri de satışlarda ciddi azalma olacağından yasaya karşı.
Günümüzde sadece Türkiye’de değil, dünyanın her tarafında sokak köpekleri ile alakalı yaşanan tüm sorunların altında hazır mamaların içinde bulunan etken maddeler var. Hayvanlarda tıpkı insanlar gibi gıda terörüne yenik düşmüş durumda.
Önceden kırsal kesimdeki hayvanlar YAL ile beslenirdi. Karpuz kabukları da dahil olmak üzere evin tüm atıkları fazla yemekler ve bayat ekmekler bir kovanın içine toplanır yal yapılır ve köpekler bununla beslenirdi, her biri besili ve sağlıklıydı.
Şehir hayatının yaygınlaşması ile birlikte şartlar değişti. hayvanlar çöpten buldukları ile beslenmeye başladılar. Fakat bu defa da çöplerin poşetli bir şekilde çöp kutularına konulmaları onların aç kalmasına sebebiyet verdi. İşte tam da bu noktada mama fabrikaları devreye girdi.
Bu dev fabrikalar ürettikleri mamaların içerisine ne türden bir etken madde kullanıyorlar bilinmez ama belli ki kullandıkları maddeler hayvan popülasyonunu ve hayvan sağlığını tehdit eder hale gelmiş durumda. Sorun bu, sorunun kaynağını bilirsek çözüm kolaylaşır.
Sokak hayvanlarını kısırlaştırmak tek başına sorunu çözmez.
Böyle yaparak sadece belli süreliğine zincir kırılır. Hayvanlar sadece cinsel istek duydukları için insanlara saldırmıyorlar, yedikleri mamalardan dolayı kuduruyorlar azgınlaşıyorlar. Ama bu onların suçu değil, şehir hayatının hem onlara hem insanlara getirdiği bir dezavantaj.
Toplu halde dolaşan köpekler ayrılır farklı semtlere dağıtılır. Bu da halledilebilir bir durumdur. Belediyenin az bir çabasına bakar. Ama köpekler çete halinde dolanıyor diye, onları toplayıp katletmek asla tasvip edilebilir bir durum değildir.
İnsanlar büyük şehirlerde çoğalmadan önce, buraların sahipleri hayvanlardı. Göçlerin artması ile birlikte, hayvanlar kendilerine barınacak alan bulamamaya başladılar. Öyle ki; kediler dışkısını yapacak ve üzerlerini örtecek toprak parçası bulamayacak hale geldiler.
***
Sözde hayvan severler! Eğer her hayvanın yaşama hakkı olduğuna samimi olarak inanıyorsanız, bundan sonra vejetaryen bir hayat sürmeniz gerekir. Zira her gün on binlerce inek ve koyun kesilip et haline getiriliyor. Siz de güya bir hayvan sever olarak bu etleri afiyetle yiyorsunuz. Böyle saçma bir paradoks olur mu?
Her gün kesilen inek ve koyunlara hiç üzülmüyorsunuz, ama, sadece kuduz olan, hasta olan, iyileşmesi mümkün olmayan köpeklerin veteriner kontrolünde iğne ile acısız olarak öldürülecek olmasına üzülüyorsunuz öyle mi? Sevsinler sizin hayvanseverliğinizi.
Batıda Avrupalılar, kedi köpek yakma festivalleri yaparak eğlenirken, Osmanlı topraklarında hayvan hakları ile ilgili, hayvanlarını korumak ve kollamak için onlarca yasa çıkartılmıştır.
Vahşi batı ise insan hakları ile ilgili yasaları bile, bu tarihten 500 yıl sonra ancak çıkartmayı başarmıştır. Şimdi kalkmışlar bize oturuş, duruş öğretiyorlar. Hayvan hakları ve insan hakları öğretiyorlar.
Yorum Yaz