Hızır Bey
Hızır Bey’in, oğlu Ahmet Paşa’dan torunudur. Alim ve şairdir. Şiirlerinde Hızri mahlasını kullanırdı. 1518’de vefat etti.
Haydar Bey
Sivrihisarlıdır. Şehzade Cem’in defterdar ve nedimidir. II. Bayezid devrinde (1481-1512) vefat etti. Şairdir.
Ahmed Muhtar Efendi
Hüseyin Efendinin oğlu olup, H.1304/M.1888 yılında Sivrihisar kasabasında doğmuştur. Kasaba-i mezkurede İbtidai Mektebinde okuduktan sonra, Rüştiyeye girmiş ve müretteb dersleri ikmal ile 2 Temmuz 1318 tarihinde aliyyül a’la derecesinde şehadetname almıştır. Hoşkadem Medresesinde dahi 1323 senesine kadar ulum-i Arabiye tahsil eylediği 7 Haziran 1330 tarihli Müderrislik tasdiknamesinden anlaşılmıştır. Türkçe tekellüm ve kitabet eylerdi. 28 Temmuz 1327 tarihinden itibaren Sivrihisar Kazası Eytam Tahsildarlığında bulunmuştur. Soyadı kanunu ile çocukları Baydar soyadını aldı.
Mehmed Ali Efendi
Helvacızade Osman Efendinin oğlu olup, 1289 (1873) tarihinde Sivrihisar kazasında doğmuştur. Önce Hazinedar Medresesinde daha sonra da İrfaniye Medresesinde tahsile başlamış ve mahalli ulemadan Tucazade Halil Efendinin, ders halkasına dahil olup Mart 1316 (1900) tarihinde icazet almıştır, icazet aldığı tarihten itibaren, aynı kazada bulunan Ziyaiyye Medresesinde talebe okutmaya başlamıştır. Müderrislikte devam ettiği sıralarda, Şubat 1325 (1909) da Sivrihisar Müftüsü olmuştur. Babasının da müftülüğünü yaptığı Sivrihisar da Nisan 1335 (1919) tarihlerinde vazifeli bulunuyor ve mafsal romatizmasından muzdaripti.
Ömer Lütfi Efendi: Ulemadan Yahya Efendi’nin oğlu olup, 1257 (1841) senesinde Sivrihisar kazasında doğmuştur. Babasından ve şair hocalardan akaid’e kadar ders görmüş ve 1286/1870 senesinde İstanbul’a gelip, Beyazıt Dersiamlarından Menlikli Ahmed Tevfik Efendi’nin derslerine devama başlamıştır. Arabi ilimleri ikmal ederek H. 1293’de icazet almıştır. Ruus imtihanına girip kazanmış ve Şevval 1295’de Bayezid Camiinde derse çıkmıştır. Bunun üzerine talebe okutmaya başlamış ve Cemazielevvel 1311 de talebelerine icazet vermiştir.
İstanbul’a geldiğinde Nuru-osmaniye Medresesi’ne kayıt olmuştu. Şevval 1319’dan Safer 1327’ye kadar dokuz sene fahriyen Sivrihisar kazasında müftülük yapmıştır.
Hacı Hilmi Efendi
Ruus hocalığı ve sarayın mabeyn imamlığından sonra İrfaniye ve Hızır Bey medreselerinde müderrislik yanında Camii Kebir imamlığı ve A. Mahmud Hüdai Camii hatipliğinde bulunmuştur. Sedası hoş alim kamil vücuh ilmine vakıf bir zat olduğu nakledilir. Emekli bankacı Mustafa Karaer’in anne dedesidir.
Seyyid Şeyh Ahmed Şemseddin Efendi
19. Yüzyılın ikinci yarısı ile 20. Yüzyılın ilk çeyreğinde Sivrihisar’da yaşamış Alim , Mutasavvıf ve Hat Sanatkarı bir şahsiyettir. İlk Tahsilini Eskişehir’in önemli kültürel şahsiyetlerinden Alim , Mutasavvıf ve Meşhur Hattat olan Babası Seyyid Şeyh Osman Afif Sivrihisari’nin rahle-i tedrisinden alan Seyyid Şeyh Ahmed Şemseddin Efendi daha sonra tahsilini Seydişehirli Hacı Abdullah Efendiden tamamlayarak hem ilim hem tasavvuf alanında icazetini alıp Müderrisliğe başlamıştır. Bu görevi başarıyla ömrünün sonuna kadar sürdürmüştür . 1881 yılında hem hocası hem babası olan Seyyid Şeyh Osman Afif Sivrihisari’nin vefatı sonrasında , Babasının banisi olup vakfettiği İrfaniye Külliyesi Medresesinde Müderris olarak Babasının hizmetini en güzel şekilde devam ettirmiştir . Çok sayıda el yazması kitap ve hat eserinin olduğu bilinen Ahmed Şemseddin Efendinin bilinen en meşhur eseri Risale-i fi kavl-i Teala Levahima Allah fi’him Hayran’ul ala isimli tefsir eseridir. Kütahya Tavşanlı Kütüphanesinde bulunmaktadır. Ahmed Şemseddin Efendinin mezarı , Sivrihisar İlçesi Kurşunlu (Şeyh Baba Yusuf) Caminin haziresinde yer alan Hamdi Baba Türbesi içerisinde bulunmaktadır.
Ahmet Hüsamettin Efendi
(1847-1925) Ehl-i beyt’ten olduğu kabul edilir. Yüce Kuran’ın bilinen klâsik yorumunun dışında iç anlamını da “tevil” yoluyla açıklayan din alimlerimizdendir. İstanbul, Denizli, Trablusgarp, Sivrihisar ve Bursa’da bulunmuşlar; eserleri ile ayetlerin bilimsel yönlerini izah etmişlerdir. Kuran’ın manasının genişliği insanların idrakine sığmaz… şanı yüce Kuran’da gelmiş ve gelecek bütün ilimler mevcuttur sözünü çok sık tekrarlamıştır. İslami çok dar ve sınırlı bir çerçevede görmeyi alışkanlık haline getirenler bu değer biçilmez alimin sözlerini kavrayamamıştı. Bu yüzden hayatı biraz da sıkıntı ve zorluklarla geçmiştir. 78 senelik ömründe yazdığı 200 eserden 5-6 sı zamanımıza ulaşmıştır. Edvar-ı Alem isimli eseri bunlardan biridir. Takdir edenleri yanında hurufi ve batni yakıştırması yapanlarda bulunmuştur. Bu büyük zata bağlı olduğunu iddia edenlerin bazılarının ehli sünnet dışı fiil ve hareketlerinin bu kanaatin meydana gelmesinde rolü olduğunu söyleyenler de vardır. (Uzayın Sırları. A. Tuna. Boğaziçi yay. 1992 s. 261 ve Sefinetül Evliya. H. Vassaf. C. 11-2000) Sivrihisar Şeyh Ziyaeddin Medresesinde müderrislik yapmıştır. Müftü Hasan Efendi ve Sofu Hocanın bu zatın halifesi olduğu söylenir.
İhsan Gevrek Babulluoğlu
1926 yılında Sivrihisar’da doğdu. Babası Hüseyin Efendi, anası Nuriye Hanımdır. Müftü Hasan Efendi babası tarafından, Musa Hocaoğullarından Hacı İbrahim (Oğlu Fahri, Keskin soy-ismini aldı) anne tarafından büyük dedesi olurlar.
İlkokulu Sivrihisar’da, Orta ve Liseyi Eskişehir Lisesinde birincilikle bitirdi. Siyasal Bilgiler Okulu’na (şimdi fakülte) birincilikle girdi. Mali Şube’den okul birincisi olarak mezun oldu. Bir süre memuriyet yaptı fakat hastalık sebebi ile devam edemedi. Almanca, İngilizce ve Fransızca’yı ana dili gibi bilirdi. Bu dillerden Devlet Lisan imtihanı verdi.
Diyanet İşleri Başkanlığının takrizinde taltif ettiği Muhammed Esad’ın “Mekke’ye Giden Yol” isimli eserini İngilizceden çevirmişti. Almanca ve Fransızca dillerinden şiir tercümelerini havi “Batı Rüzgarına Şarkı” ve bir nevi hatırat “Hiçlik Kokusu” gibi yayınlanmış eserleri vardır.
Üstün zekâ sahibi İhsan Babulluoğlu siklora zamplax hastalığından kurtulamayıp amcasının da vefat ettiği Diyarbakır’da hayata gözlerini yumdu ve orada defnedildi. 5 Kasım 1984. (İhsan Bey Cevdet Gevrek’in ağabeyidir.)
Atiye Keskin
Babası Bursa nüfus müdürü iken Bursa’da doğdu. (1923) Annesi Ziverler lakabı ile bilinen Sivrihisar’ın yerli ailelerindendir.
İlk orta liseyi Bursa’da okudu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe bölümünden mezun oldu. Şişli Terakki Lisesinde Felsefe öğretmeni iken, Bursalı bir avukatla evlendi.
Başta Yeni İstanbul Gazetesi olmak üzere İstanbul gazetelerinde köşe yazılan yazdı. Tasavvuf ağırlıklı bu yazılarını “Bir Nokta Bir Işık” isimli kitapta topladı.
Genç yaşta bir trafik kazasında hayata veda etti. Kendisini yakından tanıyan bir gönül dostu onun için: “Bence o Sivrihisar’ın kadın evliyasıydı” diyor.
Prof. Dr. İhsan Sarıkardaşoğlu: 1926 yılında Sivrihisar’da doğmuş 25. 7.1999 tarihinde vefat etmiştir. Necati ve Sevda isminde iki çocuğu vardır. İlkokulu Sivrihisar’da, Ortaokulu ve Liseyi Eskişehir Lisesinde okumuş yüksek tahsilini İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesinde, keza Adli Tıp ve Ruh hastalıkları ihtisasını ve doktorasını da aynı fakültede yapmıştır.
1957-1968 yılları arası Eskişehir Adli Tabibi olarak görev yapmış, 1962 yılında Doçent unvanını almıştır. Eczacılık Özel Yüksek Okulunda İktisadi Ticari ilimler Akademisine bağlı Eczacılık ve Kimya Mühendisliği Yük. Okulu Müdürlüğü ve kuruculuk görevinde bulunmuştur. Eczacılık Fakültesi Dekanlığı da yapmıştır. Anadolu Üniversitesinin kurulusu ile Profesör olan Sarıkardeşoğlu yaş haddinden emekli oluncaya kadar bu görevi sürdürmüş emeklilikten sonra da öğretim üyeliğinde bulunmuştur.
İyi bir Sivrihisarlı ve Sivrihisar aşığı olan Sarıkardeşoğlu, mesleğe başladığı yıllarda Sivrihisar’da görev yapmış, hatıralarını, tesbitlerini “Bir Beyaz Gömleklinin Mizahı” adı ile kitaplaştırmıştır.
Yaz aylarını bir ömür babasının Yavşan Yaylası’nda tabiatla baş başa geçirmiştir. Çevresince sevilen ve sayılan tam Anadolu çocuğu hüviyetini hiçbir zaman kaybetmemiş, bir çok gencin yetişmesine katkıda bulunmuştur. Vasiyeti üzerine Sivrihisar Kumluyol Kabristanına defnedilmiştir.
Sonuç
Sivrihisar’ın yetiştirdiği ve Sivrihisar’a nispet edilen kimselerden bazılarını yukarıya derc ettik. Şüphesiz övünç kaynağı insan varlıklarımız sadece bunlardan ibaret değildir. Sivrihisar’da ruh ve gönül dünyaları zengin nice şahsiyetler sessiz ve sedasız olarak terki dünya etmişlerdir.
Halen yaşayan ve temayüz etmiş nice şahsiyetler hakkında gelecek nesiller hükümlerini vereceklerdir.
Kaynak: Bütün Yönleriyle Sivrihisar – Orhan Keskin
Kutbittin Dede: Künyesi: Hacı Kutbittin Fakih, II. Murat ve Fatih döneminde yaşamış bir din adamıdır. Alim ve fazıl Saraç Dedenin oğludur. Kendi ismiyle maruf yaptırdığı ve halen yeri boş olarak kalan, Hacı Kutbittin Fakih Caminin imamlığını yapmıştır. Yaptırdığı camiye Tekören Köyünde bir mülk, Sivrihisar’da bir dükkan, ayrıca caminin aydınlatılmasında kullanılacak yağ için iki adet tarla vakfetmiştir. Ömer Fakih, Mahmut Fakih, Lütfullah Şeyh Paşa adlı oğulları da kendisi gibi din adamı olarak hizmet vermişlerdir. Kutbittin Dede; Sivrihisar Medreselerinin yetiştirdiği ünlü bir din büyüğüdür.
Ali Rıza Öztekin ile Nizamettin Arslan’ın hazırladığı, Hüsrev Subaşı’nın sunduğu slayt gösterisinden sonra çekilen bir hatıra fotoğrafı
Ayaktakiler: İhsan Sarıkardeşoğlu, Fikret Aslan, M. Hüsrev Subaşı, Kemal Arslan, M. Adil Atasoy, Orhan Keskin, Cevat Akar, Faruk Çelikbilek, Fahri Keskin, Mustafa Altan
Oturanlar: Ahmet Aytekin, H. Hüseyin Erkaya, Nizamettin Arslan, Ali Rıza Öztekin, Osman Kayabaşı, Yaşar Yurttaş, Süleyman Ergür, Özkan Bey
Yakın tarihimizde, 1915 yılında Samsun’ da Türk halkına acımasızca zulmeden isyankar yerli Rumlara ve istilacı İngiliz askerlerine karşı savaşmak için birliği ile dağlara çıkıp Kurtuluş Savaşının kıvılcımını ateşleyen Sivrihisarlı Mülazım. Hamdi Bey, edebiyat tarihimize çığır açan Prof. Mehmet Kaplan, 1950 li yılların İstanbul Vali ve Belediye Başkanı Fahrettin Kerim Gökay, günümüz büyüklerinden Orhan Keskin’in varlığı bizler için övünç nedenidir.
***
Sivrihisar’da Yetişen Ünlüler – Ahmet Atmaca
Bütün Yönleriyle Sivrihisar -Orhan Keskin
Sivrihisar Eğitim Vakfı, Burası Sivrihisar – 2016
Yorum Yaz