Berat Gecesi –
Mübarek üç aylardan Şaban ayının on beşinci gecesi berat kandili olarak bilinmektedir. Berat günahlardan arınma, kurtuluş ve cehennemden azat olmak demektir.
Eski zamanlarda fukaranın biri memleketi için dinlenmeden, usanmadan çalışır. Dağ, taş, dere, tepe yürür. Olmaz denileni oldurur, buradan hiçbir şekilde ekin çıkmaz, ot bile bitmez denilen çorak mı çorak, susuz mu susuz bir memleketi kanal yaparak uzaklardan su getirip ekilir hale getirir.
Garibanlıktan kırılan halk bu sayede hayvanlarını otlatabilecek, ekin ekerek karınlarını doyurabilecek hale gelirler. Bunu duyan padişah bu çalışkan ve azimli fukaraya bir Berat-ı Hümayun vererek O çölden yeşil ovaya çevirdiği arazilerin mülkiyetini ona verir. Artık fukara değil memleketin beyi olur.
Cenabı Allah bir ayet-i kerimelerinde “İnsan ancak çabasının sonucunu elde eder. Ve çabasının karşılığını ileride mutlaka görülecektir. Sonra kendisine karşılığı tastamam verilecektir.” (Necm 53/39-41) buyurmaktadır. Allah katında hiçbir şeyin zayi olmaz.
İnsan gerek dünya gerekse ahiret için ne kadar çalışırsa onun karşılığını elbet alır. Tabii ki dünya için çalışmasını da Allah rızası için yaparsa ve ahiretini de tastamam samimiyet ve ihlas ile yaparsa Cenab-ı Allah, bu kuluna kulluk beratını yani Cenneti verir.
Berat, bir bilim adamının icadı, buluşundan ve hizmetlerinden dolayı büyük ödüllere nail etmek için devletçe verilen belge, patent, Osmanlı Devleti’nde bir göreve atanan, aylık bağlanan, şan, nişan veya ayrıcalık verilen kimseler için çıkarılan padişah buyruğu manalarına gelmektedir.
Devlet veya padişahtan berat alan bir kimse büyük ihsanlara erer. Beratı almak onu hakketmekle olur. Yukarıdaki hikayemizde olduğu gibi devletine ve milletine mühim ve çok önemli bir hizmette bulunması gerekir.
Nesiller geçse de gayretle ve azimle çalışarak unutulmayacak hizmetlerinin karşılığı olarak devlet başkanından alınan berat bir nevi dokunulmazlıktır. Her nereye giderse beratını gösterdiği zaman itibar görür. Büyük ölçüde dünyasını kurtarıp rahata ve huzura erer. Fakat bunu elde etmek için çok çalışmış, sıkıntılar çekmiştir.
En Değerli Şan Berat
Dünyada, dünya için fedakârca çalışmanın karşılığı alınıyorsa ahiret için de çalışmanın mutlaka karşılığı alınacaktır. Bir müminin kazanacağı en değerli şan ve nişan beratı kuşkusuz cehennemden azat edilip cennete girmesidir.
Tabi bu beratı yani cenneti kazanmak için de kulluk görevlerini yerine getirmek için gayretli olunmalıdır. Peygamberimiz (S.A.S) “Şabanın ortasında gece ibadet ediniz, gündüz oruç tutunuz.” buyurmuştur.
Allah o gece güneşin batmasıyla dünya semasında tecelli eder ve fecir doğana kadar, ‘Yok mu benden af isteyen onu affedeyim, yok mu benden rızık isteyen ona rızık vereyim, yok mu bir musibete uğrayan ona âfiyet vereyim, yok mu şöyle, yok mu böyle! Der” (İbn Mâce, “İḳāmetü’ṣ-ṣalât”, 191). Buyurduğu hadiste belirtilen şabanın 15. gecesi berat gecesidir.
Berat kandili gecesi, Kadir gecesinden sonra en değerli, faziletli gecedir. Af ve mağfiretin doruğa çıktığı ve bizim üzerimize Allah’ın rahmetinin sağnak sağnak yağdığı gecedir.
“Allah Teâlâ -rahmetiyle- Şabanın on beşinci gecesi dünya semasında tecelli eder ve Kelb kabilesi koyunlarının kılları sayısından daha fazla kişiyi bağışlar” buyurduğu rivayet edilmiştir. (Tirmizî, “Ṣavm”, 39; İbn Mâce, “İḳametü’s-salât”, 191). Berat gecesinin faziletleri saymakla bitmez.
Bu geceyi ne kadar ihya edersek, ibadet ve taatla geçirirsek cennet beratımızı almayı hak edebiliriz.
Diğer bir rivayete göre de “Hâ-mîm. Aydınlatan kitaba yemin olsun. Biz onu mübarek bir gecede indirdik; biz daima uyarmaktayız.” (Duhan 44/1-3) Alimler, Duhan suresinin bu ilk ayetleri Berat gecesine işaret ettiği kanaatindedirler. Bu takdirde Kur’an’ın tamamının Berat gecesi levh-i mahfuzdan dünya semasına indiği, Kadir gecesinde de ayetlerin peyderpey inmeye başladığı şeklinde bir yorum ortaya çıkmaktadır.
Nitekim bazı müfessirler bu görüşü benimsemişlerdir (bk. Elmalılı, V, 4293-4295). Ayrıca bir kısım âlimlerin, kıblenin Kudüs’teki Mescid-i Aksâ’dan Mekke’deki Kâbe istikametine çevrilmesinin hicretin ikinci yılında Berat gecesinde vuku bulduğunu kabul etmeleri de geceye ayrı bir önem kazandırmaktadır.
Berat gecesinin özelliklerinden birisi de bir insanın bir yıllık kaderi yani gelecek Berat gecesine kadar ne yiyeceğinden içeceğine, hastalığından sağlığına, hayatta kalıp kalmayacağına kadar her şeyin yazıldığı gecedir. İbni Abbas’tan rivayet edildiğine göre, Duhan suresinin “Hikmetli işlerin birbirinden ayırt edilmesi” manasındaki ayeti şu şekilde cereyan etmektedir:
Bu seneden gelecek seneye kadar meydana gelecek olayların hepsi ayrı ayrı melekler tarafından defterlere yazılır. Rızıklar, eceller, zenginlik, fakirlik, ölümler, doğumlar hep bu esnada kaydedilir. Herkesin ve her şeyin o sene içindeki mukadderatı kaydedilir.
Berat, bir insanın bu dünyada ve ahirette ulaşabileceği en değerli şan, rütbe ve ödüldür. Berat gecemizi değerlendirelim, hem dünya hem de ahiret beratlarımızı alalım, bu gece yazılacak belaları da sadakalarımızla ve tövbelerimizle hayırlara çevirelim. Berat gecemiz mübarek ve hayırlara vesile olsun inşallah.
Mesut AKDAĞ
Yorum Yaz