– Bozkırın Ortasında Gizli Bir Kuş Cenneti –
İç Anadolu Bölgesinin alışılmış kuru sarı görüntüsü, nadir olarak yerini yeşile bırakır. Bu yüzden Eskişehir-Ankara yolu boyunca ilerlerken insanın gözleri kısa bir süre sonra alışır bozkıra. Ancak Sivrihisar ilçesinin yaklaşık 25 km güneyine doğru yolunuza devam ederseniz, işte o zaman renkler değişir ve canlanır. Çünkü orada Sakarya nehri üzerinde yaşam savaşı veren bir sulak alan, Balıkdamı vardır. Balıkdamı, Sakarya nehri üzerinde kalan son sulak alanlardan birisidir. Çünkü diğer taşkın ovaları ve bataklıklar alınan yanlış kararlar sonucunda ya kurutulmuş ya da tarım arazisine dönüştürülmüştür.
Batıda Aliken Platosu doğuda ise Polatlı düzlükleri ile çevrelenmiş olan Balıkdamı, iki bölgeden oluşur. Birinci bölge asıl Balıkdamı olarak bilinen kısımdır. Bu bölge yaklaşık 503 hektarlık bir alanı kaplar ve geniş sazlıklar, çamur düzlükler ile mevsimsel gölcükler içerir. İkinci bölge ise Ahiler ve Kurtşeyh Köyleri arasında yer alan bataklık ve çayırlardan oluşan batı kısmıdır. Sazlıklar ve çayırlar yanında su basar söğüt toplulukları da alanda önemli bir bölgeyi kaplamaktadır. Balıkdamının etrafı ise tarım arazileri ile çevrilmiştir.
Balıkdamı Göksu Düdeni
Toplamda yaklaşık 4000 hektarlık bir alanı kaplayan Balıkdamının özelliği Sakarya Nehrinin bölgede yaptığı mendereslerden kaynaklanmaktadır. Bu mendereslerde meydana gelen taşkınlar sayesinde geniş bir bölge sular altında kalır ve pek çok canlı için yaşam ortamı sağlar.
Balıkdamında su, bölgeye de adını veren balıklar ve diğer pek çok canlı türü ile birlikte kuşlara da hayat verir. Alan pek çok kuş türü için konaklama, beslenme ve üreme olanağı sağlar.
Anadolu birçok kuş türünün göç yolu üzerindedir. Kilometrelerce yol kat eden göçmen kuşlar için göç yolları üzerindeki belli noktalarda konaklamak ve enerji ihtiyaçları için beslenmek son derece önemlidir. Balıkdamı, göç eden birçok kuş türü için önemli duraklama yerlerinden birisini oluşturur. Konu ile ilgili en güzel örnek, baharın gelişini müjdeleyen leyleklerden verilebilir. Balıkdamında göç döneminde leylek sayısı yaklaşık 18 bine kadar ulaşır. Ayrıca kışlamak için bölgeye gelen angıtların sayılarının da 680’e ulaştığı tespit edilmiştir.
Bir sulak alan olarak Balıkdamı, sadece konaklama değil, üreme amaçlı olarak da birçok kuş türü tarafından kullanılmaktadır Tehdit altında olan türlerden küçük kerkenez ve turna Balıkdamında üremektedir. Ayrıca, saz delicesi, çayır delicesi, balaban, alaca balıkçıl, gece balıkçılı ve küçük ak balıkçıl alanda üreyen kuş türlerinden sadece bazılarıdır.
Sahip olduğu biyolojik çeşitlilik nedeniyle bölge 1981 yılında doğal sit alanı ilan edilmiş, daha sonra ise yaban hayatı geliştirme sahası statüsüne getirilmiştir. Ancak alanın sahip olduğu statüler, ne geçmişte ne de günümüzde bu bölgeye gereken özenin gösterilmesine ve insan baskısından kurtulmasına yetmemiştir.
Balıkdamında en önemli sorun, Sakarya Nehri üzerinde yer alan diğer bir çok taşkın ovaları ve bataklıklar gibi bu bölgenin de kurutulması ve tarım arazisi haline dönüştürülmesi planlarıdır. Yani gözlerin alıştığı bozkır sarısına inat, yeşeren bu alanın da yok edilmesi planlanmaktadır. Sonuçta geride ne geniş sazlıklar, çamur düzlükler ve bataklıklar, ne de bu ortamların barınma ve üreme olanağı sağladığı canlılar kalacaktır. Bozkır ortasında kendiliğinden oluşan güzellik, insan kararı ile yok edilecektir.
Ne yazık ki Balıkdamı ve canlıları tehdit eden tek sorun alanın kurutulması değildir. Bölge 60 yıl öncesinde birçok avcının uğradığı bir avlak sahası olarak kullanılmaktaydı. O dönemlerde yapılan avcılık faaliyetlerinden elde edilen hasılattan zamanın avcılarından Sait Selahattin Cihanoğlu “Sporculuk ve Avcılık Hatıralarım” isimli kitabında şu şekilde bahsetmektedir:
“1953-1959 yılları arasında bizim grubun bir günde vurdukları ördek rekorlarını veriyorum. Abbas Celaloğlu iki defa 203 ördek vurmuştur. Biri 1953′ te Meriç Karpuzluda, diğeri 1955 senesi Sivrihisar Ahiler’de, Prenses Zeynep Halim Ahiler’de 130 ördek, bir kaz, Von Aulock Ahiler’de 118 ördek, Ahmet Tugay Ahiler’de 116 ördek, Sakıp Özden Ahiler’de 104 ördek, Ben Ahiler’de 112 ördek Ahiler Köyü ördek, avlak, bataklık ve sazları ile bir zamanlar böyle emsalsiz bir av sahası idi.”
Avcılık tehdidi sadece geçmişte kalan bir kabus değildir. Günümüzde de yasalara rağmen kuşların bilinçsizce avlandığı ve özellikle göç dönemlerinde yapılan avlanmanın bir katliama dönüştüğü bilinmektedir.
Balıkdamı sahip olduğu kuş türleri ile adeta bir kuş cennetidir. Ancak sit alanı ve yaban hayatı geliştirme sahası olarak ilan edilmiş olmasına rağmen, tehlikelerle karşı karşıya kalması düşündürücüdür. Ayrıca, değişik dönemlerde bölgenin sit alanı özelliğinden çıkartılması için bölge halkı tarafından başvurularda bulunulması, alanın korunmasında halkın bilinçlendirilmesinin de son derece önemli olduğunu göstermektedir.
Balıkdamı çok kişi tarafından algılandığı gibi sadece hayvanların otlatıldığı ve tarlaların sulanması için kaynak sağlayan bir yer değildir. Balıkdamı insan da dahil olmak üzere bir çok canlıya yaşama imkanı sunan çöl ortasında bir vahadır. Bölgenin yok olması sadece orada yaşayan türleri değil, insanları da geri dönülmez bir şekilde etkileyecektir. Balıkdamı, Anadolu’da insanın hoyratça harcadığı doğa güzelliklerinden geriye kalabilmiş birkaç yerden sadece birisidir. Geç olmadan gerekli tedbirler alınmazsa yalnız kitaplarda, fotoğraflarda ve anılarda kalan bir güzellik olacaktır. Yok olan değerlerimiz arasına bir yenisinin daha eklenmemesi dileğiyle… -K1-
***
– Eskişehir’in Saklı Kuş Cenneti: Balıkdamı –
Eskişehir, İç Anadolu Bölgesinde yer alan konumu nedeniyle bozkır bir şehir olarak bilinmektedir. Öte yandan şehrin kuzey ve güney-batı sınırları boyunca sahip olduğu önemli orman varlığı ve bu kıraç yapıyı yer yer bozan büyüklü küçüklü birçok yapay-doğal sulak alanlarıyla kıraç yapısına tamamen zıt başkaca yaşam alanlarını da (habitat) bünyesinde barındırmaktadır.
Eskişehir’in sahip olduğu bu yaşam alanı çeşitliliği, beraberinde bu habitatları yurt edinen birçok taksondan fauna elemanlarının da Eskişehir’de yaşamasına imkan kılmıştır. İşte Balıkdamı sulak alanı da Eskişehir’in Sivrihisar İlçesinin 30 km güneyinde Ahiler-Kurtşeyh-Fettahoğlu köyleri arasındaki üçgende yer alan bir su basar nitelikte çayırlık bir alandır. Bu çayırlık alan Sakarya’nın Göksu Deresiyle birleştiği yerde Tatar Köprüsü’nün yıkılmasının da etkisiyle karstik ve düz bir yapıda olan bu bölgenin suyu tutmasına neden olarak bataklık-sazlık bir nitelik kazanmıştır* ve yaklaşık 30 bin dönümden oluşan bir alanı kapsamaktadır.
*Dünyada çok az benzeri olan bu özel sisteme “Su Basar Çayır” eko-sistemi denir. Bu sistemin önemi ise; daha fazla canlıya ev sahipliği yapması ve daha fazla üreme ve barınma alanı teşkil etmesidir.
Balıkdamı, Asya’da yaşayan yabani su kuşları için batıdaki son durak özelliğini de taşımaktadır ve bu özelliğiyle birçok türden yerli, göçmen ve transit göçmen kuş türlerine barınma, beslenme ve üreme alanı sağlamaktadır. Bu bölge aynı zamanda İç Anadolu bölgesinde yer alan karasal iklime sahip Eskişehir’in daha ılıman bir iklime sahip olmasını da sağlamıştır. Balıkdamı, doğal bir sit alanı statüsüyle Milli Parklar, Av ve Yaban Hayatı ile Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunca koruma altına alınmıştır.
Balıkdamı ve çevresinde yaşayan veya yaşaması olası fauna elemanlarının saptanması amacıyla, 2001 yılından beri yürüttüğümüz arazi çalışmalarının yanı sıra, geniş bir literatür çalışması ve yöre halkının duyumlarından ve gözlemlerinden yararlanılarak 2008’de başlattığımız bir proje de halen sürdürülmekte olup Eskişehir il sınırları içerisinde yaşayan tüm kuş türleri saptanmaktadır. Proje çerçevesinde gözlenen yaklaşık 240 kuş türünün ancak 160 tanesinin fotoğrafları kaliteli bir şekilde çekilebilmiş, eksik kalan türlerle ilgili çalışmalar da sürdürülmektedir. Bu çalışma sonucunda tespit edilerek belirtilen fauna elemanlarından; iki yaşamlı türleri, sürüngen türleri, kuş türleri ve memeli hayvan türleri verilmiştir.
BALIKDAMI’NA ETKİ EDEN BAŞLICA FAKTÖRLER
Balıkdamı bölgesi, Sakarya Nehri’nin kaynağı olan Sakaryabaşı-Eminekin bölgesinden yaklaşık 80 km uzakta bulunmaktadır. Sakarya nehrinin akış istikameti boyunca şu yerleşim yerleri bulunmaktadır:
Sakarbaşı-Eminekin (Nehir Kaynağı)
Dikmen + Selimiye + Kızılca köyleri
Aktaş Köyü
Çandır Köyü
Gülçayır + Burhanlar Köyü
Buzluca Köyü
Kurtşeyh Köyü
Ahiler Köyü
Balıkdamı Köyü
Yenidoğan Köyü
İlyaspaşa Köyü
Balıkdamı’nı dolaylı olarak etkileyen ya da etkilemesi muhtemel çevreye yakın yerleşim bölgeleri ise şunlardır:
Ballıhisar (Pessinus Antikkenti): Kuzeybatıda 14 km
Ertuğrul Köyü: Kuzeybatıda 8 km
İlyaspaşa Köyü: Güneydoğuda 12 km
Yenidoğan Köyü: Güneydoğuda 5 km
Göktepe Köyü: Güneybatıda 13 km
Ahiler Köyü: Batıda 3 km
Kurtşeyh Köyü: Batıda 8 km
Yukarıda sıralanan yerleşim merkezlerinin hayvancılıkla ve tarımla uğraşmaları göz önüne alınırsa, Balıkdamı ve yöresinin, usulsüz avlanmalar dışında ayrıca kirlenme ve otlatma açısından da olumsuz etkilendiği söylenebilir. 1979 yılında DSİ tarafından yapılan drenaj ve nehir yatağının ıslahı, taşkın alanının daralmasına neden olmuştur. Böylece göl alanının suyu çekilmiştir. Balıkdamı köyünün hemen yakınındaki göl alanının daralması sonucunda, çevre köylerde yaşayan insanların, başıboş otlatılan hayvanları çekilen göl alanına getirmeleri ve kuluçkada yatan kuşların rahatsız olmaları, zamanla azalmalarına neden olmuştur. Sakarya Nehri’nin bu taşkın alanının yatak ıslahı ile yeni toprak kazanılması, amacına ulaşamadığı gibi doğal dengenin de bozulması ile sonuçlanmıştır. Meydana çıkan taşkın alan toprağı, tarıma elverişli olmadığı gibi hayvancılık için de elverişli değildir.
Ağır balçık toprak özelliği sonucu yaz aylarında erken sıcaklarda derin ve geniş çatlaklar oluşmaktadır. Kuvvetli rüzgarlarla kuruyan ve ince bir yapıya sahip olan topraklar erozyonla taşınmaktadır. Bugünkü durumda sulak alan olarak bir sığ göl ve su basar bir çayırlık alan özelliğinde olan Balıkdamı; çeşitli kuş, balık türleri ile bitki türleri açısından çok zengin bir alandır. Gerek çevre avcıları gerekse uzaklardan gelen avcılar için bu bakımdan ilgi çekici bir saha niteliğindedir. Bilinçsiz ve usulsüz avlanmalar sonucu kuş türleri ile balık türleri hızla azalma tehlikesi ile karşı karşıya kalmıştır. Göl çevresi ve içerisinde önceki yıllarda mevcut olan bataklık ağaçları ile kamış- sazlıklar, bilinçsizce tahrip edilerek kuşların kuluçka yuvaları yapma olanağı da azalmıştır.
İLGİ ÇEKEN DİĞER HUSUSLAR
Balıkdamı sahası 1979 yıllarına kadar doğal durumda iken DSİ tarafından Sakarya Nehri’nin tabanının ıslah edilip mecrasına çekilmesi sağlanmış, çevrede yeni tarım arazisi ve mera alanı sağlanmış olmasına rağmen zaman zaman meydana gelen su taşkınları Gökada Gölünü eski durumuna getirmiştir. Arzu edilen amaca tam olarak ulaşılamadığı gibi mevcut doğal denge de bozulmuş, sahaya konaklamak ve bir kısmının da kuluçkaya yatmak üzere gelen göçmen ve yerli kuş türlerinin azalmalarına neden olunduğu sonradan fark edilmiştir. Saha tam olarak korunamamakta, usulsüz avlanmalar (köylülerce ve dışarıdan gelen avcılar tarafından) her yıl devam etmektedir. Nehir yatağının açılmasıyla binlerce yıllık doğal denge, doğanın aleyhine bozulmuştur. Yanlış arazi kullanımı yapılmaktadır. Doğal dengeyi bozacak her türlü avlanma ve otlatma faaliyetleri çevre köylüler tarafından yapılmaktadır.
BÖLGENİN İYİLEŞTİRİLMESİ ADINA NELER YAPILMALIDIR?
Balıkdamı sulak alanını korumak için ona sadece doğal sit alanı statüsü vermek yetmemektedir. DSİ’nin bölge üzerinde her türlü tasarrufa sahip tek kuruluş olması (doğal sit alanı olmasına rağmen) bu koruma durumunu daha da zora sokmaktadır. Bu nedenle DSİ’nin burada yapacağı her faaliyet için mutlaka kurumlar arası işbirliğini gözetmesi ve kararları ortak alması gerekmektedir. Bu kurumlar içinde özellikle bölgede çalışmalar yapan üniversitelerin ilgili bölüm araştırmacılarının da katkısı çok önemli olacaktır. Koruma amaçlı bir bina ile gözlemlerde yararlanılacak ayrı bir bina yapılmasına ihtiyaç vardır.
Daha önce tahrip edilen yerlerde ve sahanın başka uygun yerlerinde söğüt ağaçlanması yapılmalı ve mevcut sazlık alanların yakılması ve kesilmesi engellenmelidir. Balıkdamı’nın tıpkı Manyas Kuş Cenneti gibi tanınması için reklam faaliyetlerine önem verilmelidir. Örneğin; Belediye otobüslerinin ve Eskişehir Merkezli otobüs firmalarının gövdeleri, bu saklı kuş cennetinin fotoğraflarıyla donatılabilir. Ayrıca belirli zamanlarda şehrin çeşitli yerlerine reklam afişleri asılabilir. Bunların yanında bölgeye kuş gözlem turları düzenlenmeli ve Balıkdamı Festivali adı altında ulusal bir festival yapılmalıdır. Çünkü çoğu Eskişehirli hemşerilerimiz bile şehrimizde bu derece önemli bir kuş cennetinin varlığından habersizdir.
Ayrıca bu maksatla Eskişehir-Ankara yolu üzerinden başlayarak hem ana yollara hem de tali yollara tanıtım, işaret, ikaz ve yönlendirme levhaları konulmalıdır. Yurdumuzda gıda üretimi bakımından en yüksek verim ve potansiyele sahip sığ göl, sazlık ve benzeri sulak alanların arazi kazanmak amacıyla kurutulması, telafisi imkansız sonuçlara neden olmaktadır. Balıkdamında yapılan yanlış arazi kullanımı önlenmeli, daha önce yapılmış onarılmaz hatalar tekrarlanmamalıdır. -K2-
***
Kaynaklar: Eskişehir Valiliği ESKİyeni Kültür dergisi – Aralık 2010
-K1- Yrd. Doç. Dr. Elif YAMAÇ – Anadolu Üniversitesi, Fotoğraf: Can DÜZ
-K2- Yrd. Doç. Dr. Ünal ÖZELMAS – Eskişehir Osmangazi Üniversitesi
Kaynakça: -K1-
1- Eken, G. Bozdoğan, M. İsfendiyaroğlu, S. Kılıç, D.T. Lise, Y. (Edt) 2006. Türkiye’ nin Önemli Doğa Alanları. Doğa Derneği, Ankara.
2- Cihanoğlu, S.S. 1971. Sporculuk ve Avcılık Hatıralarım. İstanbul
3- Yarar, M. ve Magnin, G. 1997. Türkiye’nin Önemli Kuş Alanları. DHKD, İstanbul.
4- Zeytinoğlu, M. Kılıç, A.Y. ve Zeytinoğlu, H. 1994. Kaybolan Değerlerimizden Balıkdamı. Ege Üniversitesi. Fen Fakültesi Dergisi Seri B. Cilt: 16/1.
Kaynakça: -K2-
1. KİZİROĞLU, İ. Red Data Book, 2008
2. KİZİROĞLU, İ. “Türkiye Kuşları”, 2009
3. TÜBİTAK ve DPT Ortak Yayını, Türkiye Omurgalılar Tür Listesi, 1996
4. DEMİRSOY, A. Yaşamın Temel Kuralları – Omurgalılar – Amniyota, 1996
5. DEMİRSOY, A. Amfibiler ve Memeliler Çev. Kor. Gn. Md., Proje Çal.1996
6. 2004 Yılı Eskişehir İl Çevre Durum Raporu, Eskişehir, 2005
Yorum Yaz