14 yaşındaki bir çocuğa ait “Ayaklanış Türkiye” adlı tele-gram sayfası üzerinden, sadece devletin bildiği mahrem bilgiler yayılmak suretiyle, Suriyeliler bahane edilerek, tarih ve yer belirtilerek İstanbul’da Sultanbeyli’de “Ayaklanma Başlatma Çağrısı yapılmış.” Ülkemizdeki Suriyelilerin ev adresleri tek tek ifşa edilmiş.
Devlet, şimdi sadece devletin elinde bulunan bu çok gizli bilgileri kimin sızdırdığını ve bu bilgilerin, 14 yaşındaki çocuğun eline nasıl geçtiğini araştırıyor. Bu tip bilgiler içeren, açıkça veya üstü kapalı bir şekilde ayaklanma çağrısı yapan, şüphelendiğiniz her türlü sosyal medya hesaplarını siber suçlara ve polise bildirin.
Köprüden önceki son çıkıştayız. Yeni yüzyıl için haritalara son şekli verilirken, hiç kimse, Türkiye’ye, ata yadigarı olan topraklardan bir metrekare bile kaptırmak istemiyor. Bunun için de tüm düğmelere basılıyor.
Siyonlar Türkiye’yi bu denklemin dışında bırakmak için siyasette, ticarette, kamu kurum ve kuruluşlarında, diyanette, yasamada yürütmede, sivil toplum kuruluşlarında ne kadar klik varsa piyasaya sürüyor.
Hayali büyük olanın gözüne uyku girmez. Aman ha uyanık olalım. Dün, mesele şeriat değildi, ağaç değildi, çiçek değildi, böcek değildi. Bugünde mesele Suriyeliler değil Türkiye Suriye yakınlaşması.
Ne Suriyeli küçük bir çocuğun tecavüze uğraması ve ne de beş yaşındaki çocuğa tecavüz eden birinin olduğu ve onun tutuklanması; Kayseri’de böyle bir olayın vuku bulmadığı, bunun mis gibi dumanı üzerinde bir provokasyon olduğu ortada.
Organize bir şekilde aynı anda Suriye’de Türk bayrağının indirilmesi, aynı anda Türk tırların önünün kesilmesi buna en destekleyici örnek. Kayseri’yi organize edenlerle Suriye’yi organize edenler aynı kişiler, aynı istihbarat teşkilatının adamları.
***
İsrail Lübnan’a girdiğine göre sıra Suriye’ye gelmiştir. Sıra Suriye’ye geldiği an, zaten sıra Türkiye’de demektir. Çünkü Suriye paramparça. Irak paramparça. İran ise zaten çaktırmadan İsrail’in safında. Türkiye Cumhuriyeti erkleri bunun farkında. Bu yüzden Suriye ve Türkiye Cumhuriyeti erkleri güçlerini birleştirme kararı aldılar.
Son günlerde Esad’ın ve Erdoğan’ın yaptığı açıklamalar bunun en bariz örneği. İsrail Suriye’yi ve Türkiye’yi içten karıştırmadan planlarını gerçekleştiremeyeceğini, Bop projesini uygulayamayacaklarını biliyor.
Çünkü onlar korkak bir millet, direkt olarak Türkiye’nin karşısına geçip, savaşamazlar. Bunu ancak ve ancak iç karışıklık çıkararak başarabilirler. Bölüp parçalayıp yutarak, sindirerek başarabilirler.
Bu yüzden tüm istihbarat örgütleri devreye sokuldu. Onlar tarafından düğmeye basıldı ve kafaya koydular. Türkiye’yi içten karıştırmak için her türlü yolu kullanacaklar.
Bugün mevzu Suriyeliler olur yarın Alevi Sünni olur, daha öbür gün emekli maaşları olur. Başka bir gün tecavüz edilen çocuk yalanı olur. Dövülen kadın yalanı olur, dini konular olur. Her ne olursa olsun itidali elimizden bırakmayalım.
Unutmayalım ki; Rus uçağını kim düşürdüyse, bugün Kayseri’de tecavüz edilen çocuk yalanını atan, Suriyeliler üzerinden ortalığı karıştıran odur. Öyle olmasa tuvalete kamera yerleştirip, sonrada küçük bir kız çocuğuna sarılıyormuş gibi yapıp, dört beş saniyelik o görüntüyü medyaya sızdırmazlardı.
Aklı olan kişi “tuvalette o kameranın işi ne ve neden görüntü sadece dört beş saniyelik, devamı yok” diye sorar. Suriyelilerin evlerini arabalarını ateşe vermez. Rus parlamenteri Türkiye’de gözler önünde kim öldürdüyse, bugün Türkiye üzerine kaos planları yapan odur. Muhsin başkanı kim öldürdü ise, bugün ona buna tetikçilik yaptıran, Sinan ateşi öldürten odur.
***
Nûh A.S. Peygambere gemiye binin emri geldi. Nuh Aleyhisselam daveti herkese götürdü. Onun götürdüğü davete soyundan gelen oğlu icabet etmedi de, yolundan giden müminler icabet etti. Soyundan gelen helak oldu da, yolunda giden felâh buldu.
Her şey nasip işi. Herkes soyundakiyle değil, yolundakiyle değer bulur. Şan, şeref bulur. Bizlere soyumuzu seçme şansı verilmedi ama yolumuzu ve yoldaşlarımızı seçme şansımız var. Kiminle haşr olmak istiyorsak, onunla hoş olalım.
Sivrihisar Web Medya
Yorum Yaz