AK Parti 23. yıl dönümü etkinlikleri Pazar günü Eskişehir orman fidanlığı piknik alanında yapıldı. Aynı zamanda danışma toplantısı da sıkıştırılmış araya. Aşırı kalabalık vardı.
AK parti sebep mi, sonuç mu idi? İyi anlaşılması ve iyi anlatılması gerekir. 23 yıl önce nerelerden, hangi süreçlerden geçildi ve bugünlere gelindi, kalabalığın çoğu ve genç kuşak bunları bilmiyor. Partinin kuruluşu da kolay olmadı. Erdoğan da yasaklı idi.
Ak parti Danışma kurulu toplantıları çoktandır rutini aşmayan bir kaç güncel siyasetin dışında olguların üzerine gidilmeyen, ne yapıyoruz, eksiklerimiz var mı, taban, seçmen gidişattan memnun mu, erime var mı, umut var mı, nerelerde aksıyoruz gibi konuların konuşulduğu biraz daraltılmış, sadece katılımcıların konuştuğu, yönetici ve vekillerin not alıp şikayetleri dinleyip üzerine gidildiği ve mutlaka geri dönüşlerin yapıldığı bir formata dönüşmeden asla verimli olmaz.
Danışmayı da yaptık işte kazasız belasız. ‘Genel merkeze rapor ederiz’ düşüncesini aşmayan, genel merkezinde zaten yapıldı mı yapılmadı mı takip eden sıkıntılar neler, ne yaparız pekte umurlarında olmadığı yapı.
Oy oranını 50’lerden ve 30’dan aşağılara hızla eridiğini fark etmediklerini anlıyoruz ki hiç bir değişim emaresi görünmüyor. Değişim deyince aman il ve ilçe yönetimlerini asla kastetmiyoruz.
Beklenen, zihniyet ve davranış bozuklukları konusunda kuruluş felsefesine dönülecek mi değişimidir. Hani Ömerler Ayşeler neredeler, ne zaman bizim sıkıntılarımızı duyacaklar, kim arayacak bizim haklarımızı, kim soracak hatırımızı anlayışına kim döndürecek bu partiyi?
Artık umutlar kesiliyor!
Hasbi adamların bile umudunun kırıldığı yerde, Ankara ne zaman farkına varacak olan Danışmalarının yapılması hiç düşünülmez mi? 70’li, 80’li ve 90’lı yılların kurumsallaşmış siyasi parti ve yönetim anlayışlarını henüz yakalayamayan koskoca 23 yıllık iktidar partisi Ak parti.
Bütün birimlerinin en alttan en tepeye seçimle gelen Demokrat parti, Adalet partisi ve Doğru yol partilerinin siyasi olgunluğunu, parti olma şuurunu, bir adamın dahi bu dava da feda edilemeyeceği gerçeğini kavramış değiliz. Bu genel bir tanım, yönetimler içinde iyi niyetli bir çok arkadaşımızın oluşu maalesef yapıyı değiştirmiyor.
Milletvekillerinin atama ile geldiği partide, Milletvekili tabanı ve seçmeni parti yönetimlerini takar mı? Takmaz tabi ki. Eski siyasiler derdi; karısının öpmediği adamı öperdik diye, niye? Ön seçim var çünkü. Bütün bunlardan sonra değişim olur mu?
Erdoğan’ın karşısında eğer Demirel gibi bir siyasi olsaydı silkeler, düşün peşime der ve işi bitirirdi.
Ömer’ler lazım demişti, Ömer’leri bulacağız demişti Reis. Bende demiştim ki Ömer’leri bulacak Ömer’ler lazım. Aradan yıllar geçti ne Ömer’ler bulundu nede Ömer’leri bulacaklar bulundu.
Yine eski tas eski hamam. Bürokrasi hep hakim oldu hep kibirlilerin dediği oldu hep şakşakçıların işi oldu. Tabana, tabanın sıkıntılarına kulaklar tıkandı. Reis ne dedi MESAJI ALDIK hangi mesaj? İşler sarpa sardı. Araba duvara toslamadı uçuruma yuvarlandı ve takla atmaya devam ediyor. Hala uyanılmıyor, uyanılmıyor.